HA “ET VE TIRNAK”, HA “1 MAYIS İLE TAKSİM MEYDANI”

 


Et ve tırnak gibi, ayrılmaz bir bütündü 1 Mayıs ile Taksim Meydanı. 1 Mayıs 1977’deki gizemini hâlâ koruyan meşum olayın ardından gelen sıkıyönetim koşulları et ile tırnağı birbirinde kopardı.

Canımız yandı.

İçimiz acıdı.

1 Mayıs 2010 yılında devrin iktidarı bir operasyon yaptı yaraya. O gün eskisi gibi Taksim, 1 Mayıs etkinliklerine açıldı.

Recep Tayyip Erdoğan manzaradan mutluydu.

Coşkuyla konuştu:

“Belki Taksim'in 32 yıl kapalı kalmasını sağladınız ama nihayetinde Türkiye, Taksim'de işçiyle, memuruyla kucaklaşıyor. Taksim Meydanı'nda yaşanan o tarihi an, 2010 yılı 1 Mayıs'ı asla ve asla bir tesadüfün eseri değildir. Taksim'deki dostluk, kardeşlik ve dayanışma tablosu, Türkiye'nin çetelerle mücadelesinin bir eseridir aslında.”

Dünyanın her yerinde öyledir zaten, simgesel alanlar, önemli kutlamalara ve anmalara ev sahipliği yapar.

2011 ve 2012 yıllarının 1 Mayıs’ları da, yine Taksim’de herhangi bir müdahale olmadan kutlandı.

2013 ise tıpkı 1993 gibi kimi açığa çıkan, kimi karanlıkta kalmaya devam eden bir dizi “karanlık olayın” yaşandığı, bir yıldı.

Karanlıktan payına düşeni 1 Mayıs da aldı ve tırnak tekrar etten öfkeyle, hoyratça sökülüp, koparıldı.

Taksim Meydanı bir tabuydu artık.

Dokunan yanardı.


TRAFALGAR MEYDANI DAĞIN BAŞI MI?

Oysa iktidar kendi işine gelmeyen tabuları yerle bir etmekte çok mahirdi. Ne olurdu sanki yine barikatlar kaldırılsa, emekten yana kitleler Taksim’de toplansa…

Bir inat, bir dayatma, belki iktidarı yitirmeme korkusuyla girişilen amansız bir kavga ile Taksim çevresi, her 1 Mayıs’tan önce demir perdeyle örülüyor.

Yine öyle oldu.

İçişleri Bakanı’nın yasağı savunurken, “Araç ve yaya akışının çok yoğun olduğu bu bölge ciddi riskler barındırmaktadır. Bir hak ve özgürlüğü korumak için diğer kişisel hak ve hürriyetler riske edilemez” diyor.

Diyor da, Prof. Aziz Çelik'in sıraladığı gibi...

Sanki Londra’da Trafalgar Meydanı, Paris’te Bastille Meydanı, New York’ta Union Square, Moskova: Kızıl Meydan, Berlin’de Alexander Meydanı, Roma’da San Giovanni Meydanı, Havana’da Devrim Meydanı, Hong Kong’da Victoria Park, Tel Aviv’de Rabin Meydanı dağın başı!

Mesele siyasidir.

Ve tabular yıkılmak için vardır.

İşte tam da ne bu noktada, CHP’den, aslında pek de beklenmeyen bir çıkış geldi. İlk açıklamayı yapan İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik’ti:

"1 Mayıs'ta Taksim'e! Emeği, adaleti, sömürüden arınmış düzeni savunmak için hep birlikte Taksim'e yürüyoruz. 1 Mayıs Çarşamba. Toplanma alanı: Saraçhane. Saat: 10.00"

Sonra CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Deniz Yücel konuştu:

"Taksim'de 1 Mayıs mitingi yapılırsa trafik aksarmış. Taksim 1 Mayıs'a uygun değilmiş, terör riski varmış. Buradan AKP hükümetine soruyoruz, siz kararlarınızı terör örgütlerinin tehditlerine göre mi alıyorsunuz? Siz güvenlik önlemi alamayacak ve işçisini, emekçisini koruyamayacak kadar aciz bir hükümet misiniz? Yoksa Türkiye'deki yasal sendikaları ve siyasi partileri terör örgütü olarak mı görüyorsunuz? Taksim'den neden bu kadar korkuyorsunuz? Biz Taksim'den vazgeçmiyoruz.

Yarın önemli bir gün.

Umarım ve dilerim yapay korkularla oluşturulan tabuları korumak için, kimse tehlikeli oyunlar içine girmez. Akıl, mantık, sağduyu egemen olur ülkemde.

Ve bir not.

Taksim Meydanı’nı kapatmak, Anayasa Mahkemesi’nin geçen yılın son günlerinde verdiği karara göre, “Anayasa’yı ihlal suçu” anlamına geliyor.

Her ne kadar iktidar, Anayasa Mahkemesi kararlarını zaman zaman ısrarla yok saysa da!




Yorumlar