Oy kullanma hakkına sahip 348 Yargıtay üyesinden 318’inin katıldığı 16. turda mevcut Başkan Mehmet Akarca 109, 3. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez 88, 3. Ceza Dairesi Başkanı Muhsin Şentürk 105 oy aldı, 4 boş oy kullanıldı, oylardan 12'si de geçersiz sayıldı. Adaylar seçilmek için gerekli 175 oya ulaşamadığından, 17. tur yapılacak.
Yargıtay
tur üzerine tur atmaya alışık gerçi.
Geçen
yılın sonlarında da, 11. Ceza Dairesi Başkanı ancak 64. tur sonunda seçilebilmişti.
Hiç
şüphe yok, adaylara duyulan sempati veya antipatiden çok, iktidarın tercih ve
telkinleri ağır basıyor oylamalarda.
Hele
güç paylaşımında sorun varsa, yeterli çoğunluğu sağlamak kolay olmuyor.
“Avukat
Hakları Grubu” sözcüsü Turgay Bilge’nin paylaşımı da, bir ölçüde soruna ışık
tutuyor:
“Yargıtay
1. Başkanı seçimi 25 Mart'tan beri sürüyor ve kısır döngüye dönüştü. Özellikle AYM
kararını ihlal eden 3. Ceza Dairesi'nin başkanı Muhsin Şentürk'ün adaylığına
bağlı siyasal çekişme seçimi kilitliyor.
17
turdur, Yargıtay üyeleri işlerini güçlerini bırakıp oy kullanıyorlar.
Bu
usul ve görüntü önce pratikte sonra da mevzuatta düzeltilmeli.
Aksi
halde Yargıtay'ın saygınlığı ve üyeler arası ilişkiler ciddi biçimde zarar
görüyor.”
Ülkenin bir hukuk devleti olup olmadığını yargısına yön veren kurumların başında gelen Yargıtay’ın önemi yadsınamaz. Başına geçen insanların kimliği, kişiliği de önemli aynı şekilde.
Yargıtay’ın
bugüne kadar 27 başkanı oldu. Bende iz bırakan ise üç kişi var.
İlki
1 Mart 1966 ile 1 Mayıs 1969 arasında görev yapan İmran Öktem’di. Cenazesinde
çıkan olaylar nedeniyle, zaten kimsemin unutmaması gereken biriydi.
İkincisi 13 Eylül 1972 ile 13 Temmuz 1980 arasındaki başkan Cevdet Menteş’ti.
İzmir’de yaşadığı için tanırdım kendisini.
Hatta
arkadaşlarımla birlikte düzenlediğimiz Kordon Toplantıları’nın da
müdavimlerinden biriydi.
Üçüncüsü 7 Temmuz 1999 ile 15 Haziran arasında Yargıtay Başkanı olan Sami Selçuk’tu.
Ankara’da
çalıştığım dönemde tanıştığım, konuştuğum önemli bir hukuk adamı olarak saygı
duyduğum Sami Selçuk’a sağlıklı ömürler dilerim.
Son başkan Mehmet Akarca’nın ise İzmir’le, Karşıyaka ile bağı, bağlantısı varmış meğerse.
Karşıyaka Havva Özişbakan Lisesini bitirmiş, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 1986 yılında mezun olmuş. İzmir hakim adayı olarak mesleğe başlamış, Karşıyaka Ağır Ceza Mahkemesi ve Komisyon Başkanlığı görevlerinde bulunmuş.
Acaba
tekrar seçilebilecek mi aynı göreve, yoksa Anayasa Mahkemesi kararlarını yok
sayan birine mi yol açılacak bir şekilde?
En
az yerel seçimler kadar heyecanlı ve ülkenin kaderiyle yakından ilgili bir
seçim değil mi bu?
Yorumlar
Yorum Gönder