Ömer Hayyam gibi bakmalı hayata ve geçen zamana:
“Çayda
akan su gibi, çölde esen yel gibi
İşte
bir günü daha kayboldu ömrümün.
Ben
ben oldukça iki günün gamını bir çekmem.
Biri
geçip giden gün, biri gelecek gün.”
Belediye
başkanları nasıl bakıyor hayata ve geçen zamana bilmem ama işte 50 gün geçti
bile.
Yok,
yeniydim.
Yok,
bilmiyordum.
Yok,
haberim yoktu!
Geçiniz
hepsini.
Ha
başkanlığın ilk günü, ha son günü.
Madem
o koltuğa oturdun, mazeret yok.
Hele
şu saatten sonra “Efendim, acemiliğine denk geldi” diyemez kimse, dememeli.
Başkanlık
makamı “acemi talimgâhı” değil ki!
Üstelik
başkan olanların hepsi, bile isteye geldi oraya.
Aday
olmak için, sonrasında başkan olabilmek için ellerinden geleni ardına
koymadılar, gece gündüz demeden koşturdular, dere tepe düz gidip yoruldular.
Hiçbiri
de “Beni zorla aday yaptılar” demedi.
Hoş,
böyle demiş olsaydı bile biri, “Olmasaydın kardeşim” demezler mi ona?
Madem
o koltuğa oturdun, dersini çalışacaktın. Yasayı, kuralları öğrenecektin.
Elindeki gücü, imkanı bilecektin. Birlikte iş yapacağın insanları tanıyacaktın.
Kusura
bakmasınlar, çocukların “öğretmen orayı daha öğretmedi” demesi gibi bir mazeret
için, artık çok geç.
Yorumlar
Yorum Gönder