BU BİR
- 6 Ekim 2014’te başlayan ve çok sayıda insanın ölümüne neden Kobani olaylarını kışkırttıkları, o olaylara yol gösterdikleri iddia edilen bütün sanıklar Kobani olaylarından beraat etti. Buna rağmen başka gerekçelerle Selahattin Demirtaş'a 42 yıl, Figen Yüksekdağ'a 30 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Kararların açıklanmasından sonra Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinin 16 ilinde valiliği 4 gün boyunca her türlü gösteri, yürüyüş ve basın açıklamasını yasakladıklarını duyurdular. Aynı duyuru İzmir için de yapıldı.
BU
İKİ
- Cumhurbaşkanı Erdoğan, AYM'nin Can Atalay kararına uymayan Yargıtay 3. Ceza Dairesi Başkanı Muhsin Şentürk'ü Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na atadı.
Bütün bunlar olup bittikten sonra, gece yarısı gelen şu haberle mi yumuşadık mı yani!?
- 28 Şubat davasında "darbeye teşebbüs" suçundan müebbet hapis cezası almış olan emekli askerler Fevzi Türkeri, Yıldırım Türker, Aydan Erol, Cevat Temel Özkaynak, Erol Özkasnak, Çetin Doğan ve Çevik Bir'in kalan hapis cezaları, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kararıyla kaldırıldı.
Ve dikkat... Aynı kararların içinde bir karar daha vardı.
- 31 Mart 2019 Mahallî İdareler Seçimi’nde Malatya’nın Pütürge ilçesinde Saadet Partisi’nin 2 müşahidini öldürenlerden AKP'li Pütürge Belediye Başkanı Mikail Sülük'ün babası 67 yaşındaki Hacı Sülük'ün müebbet hapis cezası da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından affedildi.
Generallerin
yaşı 78 ile 85 arasındaydı.
İki
kişinin katillerinden, iki kez müebbet hapse mahkum Hacı Sülük ise 67
yaşında.
İster
istemez akla geliyor, acaba “asıl af” kime yapıldı?
AĞLARSA
ANAM AĞLAR… ELBET BABALAR DA AĞLAR.
Her duyanı “taş eden” öyle şeyler oldu, oluyor ki; içeride olması gerekenler
ile dışarıda dolaşanlar yer değiştirmişler sanki.
Canice
öldürülen 20 yaşındaki Ata Emre Akman'ın emekli Albay babası. "40 yıllık
üniforma giymişliğim var. 25 binin üzerinde asker geçti elimden, bir askerin
burnu kanamadı. Ama kendi evladımı koruyamadım” diyor.
Ya
annesi?
Yüreğiniz
dayanacaksa, okuyun:
“Ata kendisi istediği için çalışıyordu. Ne Ata’nın ne de bizlerin bir mali sıkıntısı vardı. Bu çocuk 13 yaşında da çalıştı ve kendisine elektro gitar aldı. Anneler Günü’yle ilgili kısa süre çalışıp bir sürpriz yapma durumu varmış, işte sürpriz böyle oldu. O gece Ata’yı aradım, meşgule attı, ‘Annem ben seni sonra ararım’ diye mesaj yazmış. Sonra öğreniyorum ki çalışıyormuş, dağıtım yapıyormuş. Yarım saat sonra aradı, kahkahalar attık. Onun Lizbon’a, benimse Paris’e gitme hayalimiz vardı.
Olay
gecesi sabaha karşı eşime telefon geldi. Polis ‘Oğlunuz bir bıçaklanma olayına
karıştı, ağır yaralı ve ameliyata alındı, buraya gelmeniz gerekiyor’ deyince
eşim ağlamaya başladı.
Balıkesir’e
doğru yola çıktık Tuhaf bir geceydi. Eşim yoldayken hastaneyi aradı. Ancak ‘Ata
Emre Akman diye bir hasta yok’ deniyordu. Çünkü artık yoktu.
150-180 kilometre hızla Balıkesir’e vardık.
Acil
servisten çıktıktan sadece beş dakika sonra morgdaydık ve ikinci raftan
oğlumuzu çekiyorlardı. Sonra sedyeyi aşağı indirdiler, örtüyü açtım. Ata olduğu
söyleniyor, ama Ata değil, Ata olamaz çünkü saçları kısaydı.
Bilmiyordum
ki meğer saçlarını kestirmiş; Anneler Günü’nde bana sürpriz yapacakmış. Her
tarafını açtım ve baktım. Otopsiden sonra bütün izleri, her şeyi gördüm. Sonra
yetkililere ‘O sedye beni kaldırır mı’ diye sordum ve Ata’nın yanına çıkıp
yattım, biraz sarıldık. Çünkü bir daha sarılıp yatma şansımız olmayacaktı.
Baktım ellerim kanlanmış. Bir müddet sonra artık Ata’dan ayrılmam gerekiyordu. Sonra tabut geldi. Görevli, birine ‘El atın da kaldıralım’ diye seslendi. ‘Ben annesiyim, çocuğumu kaldırırım’ dedim. Kaldırdım, kuş gibiydi. Zaten Ata, Ata’ya benzemiyordu. İnsan bir anda mı değişir? Biz ev bakacaktık, mezar yeri baktık.”
Bitmedi.
“Neden?”
sorusu hakkında, annenin söyleyecekleri var:
“Katil
azmettirildi, bunun farkındayız. Katilin 17 yaşında olduğu söyleniyor.
Bıçaklama ve kasten yaralama gibi altı ayrı suç kaydı var. O caninin
babası
da cinayetten dolayı 10 yıldır Buca Cezaevi’nde yatıyor. Cinayetten yatan bir
adam hafta sonu için izinli çıkabiliyor, Türkiye’de yeni bir meslek grubu
oluşmuş olabilir. Babası da cezalandırılmalı, çünkü azmettiricisi o. ‘Benim yapamadığımı
artık çocuğum yapacak’ diye oğluna el veren babası.
Ata’nın sipariş götürdüğü apartmanda bu caninin babasının daha önce birlikteliği olduğu söylenen bir kadın oturuyormuş ama kadın başkasıyla evliymiş. O caninin babası eski kadın arkadaşına ‘senin imam nikahlı eşini öldüreceğim’ diyor. Kadının alt kattaki arkadaşına da bilenmiş. Onu da tehdit ediyor ve ‘Senin oğlunu öldüreceğim’ diyor. Bu caninin azmettiricisi olan babanın ‘Artık benden geçti. Benim yapamadığımı oğlum yapacak görürsünüz’ diye tehditleri var. Bunun tanıkları da var.
Yani
o gece apartmandan kim çıksa bunu yaşayacaktı. O geceki görüntülerin bir
kısmını istemeden izledim, Ata’nın üstünde kurye
olduğunu
belirten pizzacı montu var. Ata’nın orada işini yaptığı belli. Hukuka
güveniyorum. Lütfen katiller evci olarak dışarı çıkmasın. Çünkü onlar sadece
kendilerine değil, tüm Türkiye’ye, hatta dünyaya zarar.”
BAK BAK NEREYE KADAR?
Ekonomist
Murat Muratoğlu “iddia ile” söylüyor:
“Etin
kilosunu 90 liraya ithal edip 500 liraya satıyorlar. O yüzden ithalatı
durduramazlar. Çok büyük para kazanıyorlar. Sığırcılık bu sebeple gelişmez.
Türkiye dünyanın en çok et ithal eden ikinci ülkesi.”
Maliye
Bakanı bilmiyor mu bunu?
Tarım
ve Orman Bakanı habersiz mi durumdan?
Ticaret
Bakanı farkında mı olanların?
“Bakan”
sözü yanlış anlaşılıyor anlaşılan!!!
“TERİM ŞUTLANDI”
Yavuz Baydar paylaşmış…
“Yunan
basınından Sport24, Panathinaikos'un sezon sonunda Fatih Terim ile yollarını
kesin olarak ayıracağını duyurdu.
Ayrıca, kısa süre içerisinde yapılacak toplantı sonrası Terim'in son 2 lig maçı ve kupa finaline dahi çıkamayabileceği haberleri geliyor.
Atina’da Terim’e ve onu seçenlere büyük taraftar ve medya öfkesi var.
Yunan basınından Sportdog'un derlediği Panathinaikoslular'ın tepkileri şöyle:
* Ivan Jovanovic teknik direktördü, Fatih Terim teknik direktör taklidi yapıyor.
* Dünyada bir ilk. 1. sıradaki takım teknik direktör değiştirip sezonu 4. bitiriyor.
* Emekli olmuş Fatih Terim'i hemen evine gönderin. Son maçları kurtarmak için başka biri gelsin.
* Aynı palyaço teknik direktör hala orada mı?
* Utanın. Koca bir yılı ve Ivan Jovanovic'in 2.5 yıllık emeğini çöpe attınız. Takımı bir akrep haline getiren ve her rakibe düşman kesilen bir simyacı ile...
*
Teknik direktör değişikliği muhteşem oldu. Hangi sirk size ilham verdi?
DİĞER 17 MAYIS’LAR…
- 1971 - THKP-C üyesi dört militan, İsrail'in İstanbul Başkonsolosu Ephraim Elrom'u kaçırdı. Militanlar, "20 Mayıs'a kadar cezaevlerindeki bütün devrimcilerin serbest bırakılmasını" istedi. Hükûmet, pazarlık yapmayacağını açıkladı.
- 1983 - Ankara Bahçelievler'de 8 Ekim 1978 tarihinde, TİP üyesi yedi kişiyi öldürmekten yargılanan Haluk Kırcı ve Ahmet Ercüment Gedikli ölüm cezasına çaptırıldı.
- 1989 - Çin'de 1 milyondan fazla gösterici, başkent Pekin'deki Tiananmen Meydanı'nda siyasal özgürlüklerin genişletilmesi için açlık grevi yapan öğrencileri desteklemek amacıyla yürüyüş yaptı.
- 1990 - Dünya Sağlık Örgütü (WHO), eşcinselliği akıl hastalıkları listesinden çıkardı.
- 1995 - Nasuh Mahruki, Everest'in zirvesine çıkan ilk Türk oldu. (Bazı kaynaklar 25 Mayıs olarak yazsa da bu tarih, Nasuh Mahruki tarafından teyit edilmiştir.)
- 2000 - Galatasaray, UEFA Kupasını kazanarak Avrupa'da kupa kazanan ilk Türk futbol takımı unvanını aldı.
- 2006 - Danıştay'a avukat Alparslan Arslan tarafından düzenlenen silahlı saldırıda, Danıştay İkinci Dairesi Üyesi Mustafa Yücel Özbilgin yaşamını yitirdi ve dört üye de yaralandı.
- 2010 - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın istifa etmesinden sonra; CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu görevinden istifa edip Genel Başkanlık için aday olacağını açıkladı.
17
MAYIS’TA DOĞANLAR…
- 1904 - Jean Gabin, Fransız oyuncu (ö. 1976)
- 1936 - Dennis Hopper, Amerikalı oyuncu ve yönetmen (ö. 2010)
- 1954 - Belkıs Akkale, Türk halk müziği sanatçısı, söz yazarı ve besteci
- 1955 - Bill Paxton, Amerikalı oyuncu ve yönetmen (ö. 2017)
17
MAYIS’TA ÖLENLER…
- 1957 - Nurullah Ataç, Türk yazar ve eleştirmen (d. 1898)
- 1980 - Gündüz Kılıç, Türk futbolcu ve teknik direktör (d. 1918)
- 2002 - Mahzuni Şerif, Türk halk ozanı (d. 1938)
- 2005 - Melahat Pars, Türk besteci (d. 1918)
Yorumlar
Yorum Gönder