Kasalar
boş. Belediyeler zorda. Çalışanlar ise çok daha feci durumda.
Yeni
seçilen başkanları bırakın suçlamayı, eleştirmek bile haksızlık bu konuda.
Onlar
da, öncekiler gibi aynı kafada giderse, borç üzerine borç yüklerse; başlarına
ne geleceğini anbean yaşıyor, görüyorlar. Kendilerine görevi devredenlerin “hangi
sözcüklerle anıldığını” kendi kulaklarıyla işitiyorlar!
Foça’da
da eylem vardı dün.
İşçiler
yarım gün iş bıraktı, belediye binasının önündeki meydanda toplandı.
Böyle
bir manzara karşısında ne yapar belediye başkanı?
Kaçar,
mesela. Bir iş icat eder, makam aracına bindiği gibi gider uzaklara.
Veya
perdeleri çeker, kapıları kapatır, fırtınanın geçmesini bekler.
Ya
da öfkelenir. Vurur duvarlara “Ben size gününü göstereceğim” diye bağırır.
Zor
olan, onların yanına gitmek, dinlemek, güven vermektir.
Foça
Belediye Başkanı Saniye Fıçı öyle yaptı.
Gitti
işçilerin yanına, “grevdeyiz” önlüğünü giydi (bence buna gerek yoktu) ve “Evet,
para yok, biz anlamak istiyoruz, ancak evde çocuk, eş, mahalledeki bakkal, ev
sahibi, banka, tefeci anlamıyor, anlatamıyoruz” yakarışını dinledi.
Sonra
da “sözümü yerine getirene kadar hiç durmadan mücadele edeceğim” dedi.
“Sizin
bir sonraki ay ödeyeceğim maaşınızı yedeklemeden durmayacağım” dedi.
“Biz
hiç bir zaman karşı karşıya gelmeyeceğiz. Her zaman Foça’nın yararı için aynı
tarafta mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.
İşçiler
alkışladı başkanı.
O
sırada bir vatandaşın sesi duyuldu:
“Foça
Belediyesi’ni soyup kaçıp doyanları teşhir edecek misiniz? Onları yargıya
teslim edecek misiniz?”
Mesele
“işçi maaşı” ile bitmiyor.
Ne
Foça’da, ne başka yerde?
Cesaretle
atılması gereken adımlar, verilmesi gereken kararlar var ve hep olacak.
Örnekse
Foça’da şu Eko-Köy muamması nasıl aydınlığa kavuşacak? İki Foça arasındaki
sahil bandında yapılmak istenen yüzlerce konuta nasıl karşı durulacak?
Bir
kere “doğru olanı yapmak” yetmiyor yani.
Aynısını
her seferinde sergilemeyi başarmak ise elbette zor iş.
Fakat
hayırla anılmak için “zoru başarmaktan” başka çare yok!
Yorumlar
Yorum Gönder