KARASI İLE SİVRİSİ İLE SİNEKTEN CANI YANANLAR, EL KALDIRSIN!


 

Hastalık, sağlık faslını geçtim. VIZZZZZ… O ses yok mu o ses, kapı gıcırtısından, musluktan biteviye lavaboya damlayan sudan, tabağı çizen çataldan beter.

Hele soktu mu en olmadık yerinizden, kaşıntısı Çin işkencesi ile yarışıp, ipi açık ara göğüsler!

Zamane karasinekleri de uzak akrabaları sivrisineği aratmıyor artık. Onlar da batırıyorlar iğnelerini acımasızca.

Ne huzur, ne uyku bırakıyorlar insanda.

Her evde mücadele var.

Mor renkli lamba asanlar, sinekten çok kelebekleri çatlatan cihazlar, tezek kokulu tütsü yakanlar, filit sıkanlar, tablet veya likit aletlerini prize takanlar, losyon/krem türü ilaçlarla ovalananlar, elde raket oradan oraya koşturanlar…

Ne çare.

Meretlerin kökünü kurutmadıktan sonra, hepsi nafile!

Ya çare?

Adres belediye…

Çalışmalılar, çok çalışmalılar.

Onlara sorarsanız, çalışıyorlar.

Örnekse İzmir Büyükşehir Belediyesi demekte ki:

Özellikle Güneydoğu Asya kökenli Asya kaplan sivrisineğinin, bulduğu en küçük su birikintisinde dahi üreme potansiyeline sahip olması ekiplerin çalışma alanını genişletti. 300 bin noktada bakteri ve parazit taşıyan bu istilacı türe karşı 30 ilçede 380 personelden oluşan 27 ekiple 12 ay ilaçlama yapılıyor.

Açıklamada bir hata mı var?

30 ilçe tamam.

380 personelden oluşan, 27 ekip de tamam.

Fakat şu ilaçlanması gereken “300 bin nokta” lafına takıldım.

300 bine kadar saymak bile kim bilir ne kadar zaman alırken, tek tek gidip, ilaçlamak…

Aklın sınırları zorlanıyor fena halde!

İşin o faslı bizi ilgilendirmez zaten. İster 3 bin, ister 300 bin, ister 3 milyon olsun…

Önemli olan netice.

Karası ile sivrisiyle mücadele etmekten bitap düşen insanlar elini kaldırsın o zaman.

Bakalım sözü edilen mücadele sonuç veriyor mu, vermiyor mu?




Yorumlar