Zaman
ve mekanlar çok farklıydı.
Ne
var ki, kadın olmaları, sanatla yoğrulmaları, yetenek ve cesaretleri onların
ortak noktalarıydı.
Ve
bir de 13 Temmuz 1954 tarihi elbette.
O
gün Frida Kahlo hayata veda ederken, Sezen Aksu geldi dünyaya.
Hoş geldi.
Sefalar
getirdi hayatımıza.
NE
HAYAT AMA…
Frida
Kahlo’nun ilk dikkat çekici sağlık sorunu 6 yaşındayken çocuk felci geçirmesi
ile bir bacağı daha kısa ve zayıf kalması ile başladı. Okul hayatı süresince de
bu alay konusu oluyor ve mücadelesi o zamanlar başlıyor. Arkadaşları ona
"Tahta Bacak Frida" demeye başlıyor. Frida o günler için "Bir
gerçek varsa o da bedenime acının ilk kez o gün girmiş olduğudur" demişti.
18
yaşına geldiğinde ise Frida tüm hayatını etkileyecek kazayı yaşamıştı. 17 Eylül
1925'te okuldan eve dönerken bindiği otobüsün tramvay ile çarpışması sonucu
ciddi bir kaza geçirdi. Bu otobüs kazasında otobüstekilerin pek çoğu yaşamını
kaybetti. Frida ise ölümden döndü, sağlam bir demir çubuk sol kalçasına girerek
leğen kemiğinden çıkmıştı ve vücudunun pek çok yerinde ağır kırıklar oldu. Bu
kırıklar nedeniyle vücudunun büyük bir kısmı alçıda kaldı ve hareketsiz bir
şekilde aylarca yattı.
Bu
alçılar yerini bir süre sonra demir korseye bıraktı. Frida'nın ailesi ona
yatağa bağlı kaldığı bu dönemde resim yapsın diye tuval ve boyalar hediye etti.
"Aslında pek de önem vermeksizin resim yapmaya başladım" demişti
Frida.
Resme
önce acılarını hafifletmek için başladı. Kendisini görebilmek için yatağının
üstüne denk gelecek şekilde tavana doğru bir ayna koydurdu. O aynaya bakarak
otoportreler (kendi portrelerini) yaptı. İlk çalışması kadife elbiseli
otoportresi oldu. Kendini bu çelik korseyle defalarca resmetti.
Bu
kaza sonrası toplamda 32 ameliyat geçirdi. 2 yıl boyunca sürekli doktorlarla
görüşüyordu ve acıları için bir çok ilaç kullandı. İki yılın sonunda ise yeniden
ayağa kalkmayı başardı.
Resim
yapmaya devam ediyor ve arkadaşları ile keyifli vakitler geçiriyordu. Arkadaş
görüşmelerinden birinde dönemin ünlü ressamı Diego Rivera ile tanıştı. Diego,
Meksika’nın da ötesinde dünyaca tanınmaya başlamış bir ressamdı. Frida,
Diego’ya hayrandı. Ona resimleri göstermişti ve yorum yapmasını isteyerek ilk
konuşmaları başlamıştı.
Diego
ve Frida, kısa süre sonra evlendiler birbirlerinin büyük aşkı ve en yakın
arkadaşı oldular. Ancak, çalkantılı ilişkileri Frida'ya büyük aşk acıları
çektirmişti ve sonrasında "…Diego kesinlikle kazalarımdan çok daha
yıkıcıydı" demişti. Frida, sonra bu ilişkiyi tanımlamak için "Hayatımda
iki büyük kaza geçirdim; biri Diego’ydu ve diğerinde ise bir tren az daha beni
öldürüyordu; Diego kesinlikle çok daha yıkıcıydı" cümlelerini kurmuştu.
Frida’nın
hayatında en çok istediği şeylerden biri çocuk sahibi olmaktı. Sağlık sorunları
nedeniyle bir kez çocuğunu aldırmak zorunda kaldı. Bunun üstüne iki kez üst
üste karnındaki bebeği kaybetti. Frida Kahlo 1932 yılında yaptığı "Henry
Ford Hospital" adlı eserinde, yaşadığı acıları tuvale aktardı.
Diego-Frida
ilişkisi her gün daha da kötüye gidiyordu ve hatta Diego, Frida’nın ablasıyla
bile ilişki yaşamıştı. Ayrılsalar da Frida'nın aklının bir köşesinde hep Diego
vardı. Hatta Frida ona yazdığı bir mektupta duygularını şöyle ifade etmişti:
"Seni sevmeye başladığım o günden beri acı çeken bir yüreğim var."
Hem
fiziksel hem de mental olarak ciddi ağrılarla mücadele eden Frida, kötü bir
depresyona girdi ve o dönemde kendini geyik vücudunda resmetti. Frida’nın
içinde bulunduğu ruh halini vücuduna oklar saplanmış bir halde ormanda gezinen
bu geyik ile anlatmıştı. Bu tabloda çaresizlik ve umut bir aradadır. Acısı hiç
dinmeyen "yaralı bir geyik" idi bu. Frida yalnızdı ve acı çekiyordu.
Frida’nın
Diego ile ayrılığın acısı öyle büyüktü ki, bu acıyı hafifletmenin tek bir
yolunu bulduğunu söylüyordu; resim! Frida, "İki Frida" adlı
tablosunda, o dönem yaşadığı ikilemi, öfkeyi yansıtmıştı. Tabloda yer alan iki
kadın, Frida’nın iki halini sembolize ediyordu. Sağdaki kadın geleneksel bir
kıyafet içinde Diego’nun çocukluk resmini tutuyordu. Soldaki kadın ise daha
Avrupai bir giysi içindeydi. Kadınları birbirine kalpten bağlamıştı. Soldaki
kadın elindeki makas ile kalbinin kanamasını durdurmaya çalışıyordu ama
elbisesi kana bulanmıştı bile. El ele tutuşmuş, oturdukları yerden bizlere
bakan bu kadınların tek dostu, kendileriydi.
950’li
yıllarda sağlık durumu daha da kötüleşmişti. Omurgasındaki sıkıntılar yüzünden
9 ay hastanede yattı. Bir ressam olarak ülkesindeki ilk sergisini bundan kısa
bir süre sonra gerçekleştirebildi. O dönem yatalaktı ve kesinlikle yataktan
kalkmaması gerekiyordu. Ancak Frida’nın, ülkesindeki ilk sergisinin açılışını
kaçırmak istememişti. Madem yataktan çıkamıyordu, o zaman yatağı ile sergiye
gitti.
Birkaç
ay sonra ise sağ bacağını kaybetti.
Frida
Kahlo 47 yaşındayken 13 Temmuz 1954’te akciğer embolisi nedeniyle hayatını
kaybetti.
55’i otoporte olmak üzere 143 tablo bıraktı. KAYNAK
DİĞER 13 TEMMUZ’LAR
- 1923 - 14 metre boyundaki harflerden oluşan ünlü "Hollywood" yazısı Los Angeles'taki Hollywood tepelerine inşa edildi. Yazı önce "Hollywoodland" şeklindeyken, 1949 yılındaki yenileme sırasında son dört harf atılmıştır.
- 1930 - İlk Dünya Futbol Şampiyonası, Uruguay'da başladı.
- 1938 - İstanbul’da yapılan ilk Türk uçağı, Ankara yolunda düştü.
- 1971 - Profesör Mümtaz Soysal ile yazar Sevgi Soysal, Mamak Cezaevi'nde evlendi.
- 1976 - Yumurtalık Savcısı Sefa Mutlu'yu öldürmekten sanık Yılmaz Güney, 19 yıl hapse mahkûm edildi.
- 1979 - Mısır'ın Ankara Büyükelçiliği'ni basan 4 Filistinli, bir polisle bir bekçiyi öldürdü ve Büyükelçi ile diğer personeli rehin aldı. 14 Temmuz'da da Elçilik'ten kaçmaya çalışan bir Mısırlı öldürüldü. Gerillalar, aynı gün FKÖ yetkilileriyle görüştükten sonra; ikisi Türk, üç rehineyi serbest bıraktı. İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş'in de bulunduğu operasyonda gerillalar, 45 saat sonra rehineleri bırakarak teslim oldular. Yargılama sonunda, 23 Aralık 1980'de idama mahkûm edildiler.
- 1995 - Senirkent sel felaketi: Isparta'nın Senirkent ilçesindeki sel felaketinde 74 kişi öldü.
13
TEMMUZ’DA DOĞANLAR
- 1847 - Şair Eşref, Türk şair ve kaymakam (ö. 1912)
- 1882 - İbrahim Çallı, Türk ressam (ö. 1960)
- 1892 - Sultan Galiyev, Tatar Türk'ü siyasi düşünce adamı (ö. 1940)
- 1902 - Cemal Nadir Güler, Türk karikatürist (ö. 1947)
- 1942 - Harrison Ford, Amerikalı oyuncu
- 1944 - Nino Varon, Musevi asıllı Türk müzisyen ve yapımcı
- 1953 - Selçuk Yöntem, Türk tiyatro ve sinema oyuncusu
- 1954 - Sezen Aksu, Türk şarkıcı, besteci, söz yazarı ve yapımcı
13
TEMMUZ’DA ÖLENLER
- 1927 - Mimar Kemalettin Bey, Türk mimar ve Birinci Ulusal Mimarlık Akımının önde gelenlerinden (d. 1870)
- 1954 - Frida Kahlo, Meksikalı ressam (d. 1907)
- 1959 - Ekrem Reşit Rey, Türk tiyatrocu ve oyun yazarı (Lüküs Hayat operetinin yazarı) (d. 1900)
- 1994 - Ayfer Feray, Türk sinema ve tiyatro sanatçısı (d. 1928)
- 1995 - Bilge Karasu, Türk filozof ve yazar (d. 1930)
- 2017 - Okay Gönensin, Türk gazeteci, yazar ve televizyoncu (d. 1950)
Yorumlar
Yorum Gönder