İKİ BABADAN, İKİ KIZA VEDA BUSESİ / günlerden 1 ocak


 


Güldü, yazdı. 

Ağladı, yazdı. 

Dile kolay, 583 bestenin ve yaklaşık 1000 güftenin sahibi oldu Yusuf Nalkesen. 

Öyle şarkılar bıraktı ki ardında, unutulmaz, unutulamaz. 

Örnekse Veda Busesi... 

Hani o bırakıp giderken seni  
Bu öksüz tavrını takmayacaktın  

Alnına koyarken veda buseni  
Yüzüme bu türlü bakmayacaktın  

Gelse de en acı sözler dilime  
Uçacak sanırım birkaç kelime 

Bir alev halinde düştün elime  

Hani ey gözyaşım akmayacaktın 

Kaynaklarda 1951 yılında bestelendiği belirtiliyor ama ilk kez 1961 yılında Zeki Müren tarafından seslendiriliyor. 

Yusuf Nalkesen bunun nedenini şöyle açıklamış: 

“Utandığımdan galiba 10 yıl bekledim. Sonra bir gazeteci arkadaşım Zeki Müren Bey'e bahsetmiş. O okudu, çok beğenildi.” 

Veda Busesi’nin sözleri Orhan Seyfi Orhon’a ait. 

Şiirin öyküsü ise yürekleri dağlıyor: 

Babası kızının kapısını açarken biraz duraksadı. Sessizce kapının kolunu aşağı indirdi, kızının bugün daha iyi olması için dua etti. Gün boyunca kızına doyasıya sarılmayı düşünüyordu. O yüzden bütün işlerini iptal etmiş, akşama kadar onun yanında oturmayı planlamıştı. Uyuyup uyumadığını kontrol etmek için usulca yatağın üstüne eğildi. Kızı perişan halde görünüyordu. Gözleri hemen yaşaran baba, kızının bu halini görmesini istemediği için usulca eğildi ve dudaklarını kızının alnına koydu. Öpmedi çünkü öpmek çok kısa bir andı. Öylece durdu ve derin derin nefes alarak kızının kokusunu içine çekti. Yatağın yanındaki sandalyeye oturdu. Kız o kadar bitkin düşmüştü ki çok kısık bir sesle, 'babacığım, annemin öldüğü günü hatırlıyorum, günlerce çok ağlamıştın. Şu son anlarımda senden bir şey istiyorum babacığım, dedi. Ben öldükten sonra hiç ağlamayacaksın, gözünden bir damla yaş bile düşmeyecek, anlaştık mı?' dedi. Baba imkansızı isteyen kızına baktı, ağlamaklı halini bastırarak başını hafifçe salladı. Kızı çok zor nefes alıyordu. Birkaç saniye içinde nefes alışverişleri kesildi, başı yana düştü. Hıçkırıklar içinde kızını kucağına aldı. Kızının cansız bedeni hala ateşler içindeydi. Buna rağmen kızı üşümesin diye battaniyeyle sardı, bahçeye çıkardı. Kızını sandalyeye oturtup, yere çöktü, başını kızının kucağına koydu, hıçkırıklarla ağlamaya başladı. Sonra dilinden o ölümsüz mısralar döküldü… 

Ve kadere bakın. 

Yusuf Nalkesen de kızını yitirdi yıllar sonra. 

2003 yılının 1 Ocak günü de uçtu gitti sevgili kızının yanına. 


 




 

1 OCAK’LAR 

 

1785 - Dünyanın ilk gazetelerinden Daily Universal Register, İngiltere'de yayımlanmaya başladı. Üç yıl sonra adı "The Times" olarak değiştirilecek olan gazete, hala çıkmaktadır. 

1923 - Türkiye'nin ilk futbol federasyonu olan "Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı" (bugün Türkiye Futbol Federasyonu) kuruldu. 

1923 - Türkiye'nin ilk futbol federasyonu olan "Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı" (bugün Türkiye Futbol Federasyonu) kuruldu. 

1958 - Avrupa Ekonomik Topluluğu kuruldu. 

1971 - Amerika Birleşik Devletleri'nde televizyonda sigara reklamları yasaklandı. 

1993 - Çekoslovakya dağıldı. Slovakya ve Çekya kuruldu. 

2002 - Hollanda'da ötanaziyi yasallaştıran karar yürürlüğe girdi. Hollanda, ölümcül durumdaki hastalara hayatlarını sona erdirme hakkı veren ilk ülke oldu. 

2017 - İstanbul'da, Reina gece kulübüne saldırı yapıldı. 

 

1 OCAK’TA DOĞANLAR 

 

1893 - Behçet Uz, Türk doktor, İzmir Belediye Başkanı, Sağlık Bakanı (ö. 1986) 

1918 - Gündüz Kılıç, Türk futbolcu ve teknik direktör (Galatasaraylı futbolcu) (ö. 1980) 

1929 - Metin Erksan, Türk film yönetmeni (ö. 2012) 

1936 - Ahmet Suat Özyazıcı, Türk eski futbolcu ve teknik direktör (ö. 2023) 

1937 - Nuri Sesigüzel, Türk ses sanatçısı ve sinema oyuncusu (ö. 2023) 

1938 - Halit Akçatepe, Türk tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu (ö. 2017) 

 

1 OCAK’TA ÖLENLER 

 

1972 - Maurice Chevalier, Fransız aktör ve şarkıcı (d. 1888) 

2003 - Yusuf Nalkesen, Türk bestekâr (d. 1923) 

 

 

 

Yorumlar