TÜSİAD Genel Kurulu’nda konuşan Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras, "Ülke olarak moralimiz bozuk. Güven bunalımı yaşıyoruz. Kartalkaya'da 78 canımız yanarak hayatını kaybetti. Yangın çıkabilir ama 78 kişi ölmez. Ölüyorsa nedeni usulüne uygun yapılmayan binalar ve denetimsizliktir. Çöken bir sistemdir. Bu olay yakın tarihte olduğu için henüz yüreklerimizde" dedi.
Aras şu ifadeleri kullandı:
📌 2014 yılında Soma kömür madeninde çıkan yangında 301 işçi hayatını kaybetti.
Tüm bu ve benzer ölümlerin arkasında tesis sahiplerinin yönetmeliklere uygun yatırımları maliyet nedeniyle yapmaması ve denetim eksikliği var. California'da koca Los Angeles şehri yandı, Japonya'da çok daha şiddetli depremler oldu. Kaç kişi öldü? Lütfen bakın ve mukayese edin. Bizdeki ölümlerin nedeni maliyet odaklı kural tanımazlık ve denetimsizliktir.
📌 Kurallarımız vardır ama uymayan çoktur, yeterli denetim yoktur. Bu ölümlerin ana nedeni sistem bozukluğudur. Maliyeti güvenliğin önüne koyan iş sahipleri, hak etmediği koltuğa oturan özel sektör iş insanları ve kamu yöneticileridir. Onların yarattığı ve uyguladığı sistemdir. Bu sistemin nasıl düzeleceği çok net bellidir. 📌 📌 Sistemin kendi kendini düzeltme mekanizması olmalıdır. Sorumlular görevden ayrılmalı, hesap vermeli ve yerlerine yetkin kişiler gelmelidir.
Son haftalarda politik hayatta da olağanüstü olaylar yaşıyoruz. Seçilmiş belediye başkanları görevden alınıyor yerlerine kayyum atanıyor. Bir siyasi parti lideri hakkında önce soruşturma başlatılıyor sonra farklı bir nedenle tutuklanıyor. Birçok sanatçının menajerliğini yapan bir iş kadını hakkında önce soruşturma başlatılıyor sonra farklı bir nedenle tutuklanıyor. Bir büyükşehir belediye başkanı hakkında, yaptığı konuşmalar nedeniyle basın toplantısından dakikalar sonra soruşturmalar açılıyor. Bilirkişi görüşmesini yayınlayan gazeteciler gözaltına alınıyor, genel yayın yönetmeni tutuklanıyor.
📌 Yeni mezun teğmenler ordudan ihraç ediliyor. Bu olaylarda suç vardır yoktur diyemeyiz. Ancak çok kısa sürede arka arkaya gelen bu olayların toplumda endişe yarattığını ve güveni sarstığını söyleyebiliriz.
📌 Ayrıca tutukluluğun istisna değil kural haline gelmesi gibi kangrenleşmiş bir sorunun kanunlar değişse de çözülmediğini görüyoruz.
Kişiyi, bir gün dahi olsa, özgürlüğünden mahrum edecek tutuklama ve adli kontrol kararlarının, hatta gözaltı kararlarının ne denli titiz verilmesi gerektiğini yıllar sonra gelen tahliyelerde, beraat kararlarında görüyoruz. Ancak bugünkü endişe ve güvensizlik ortamına rağmen ülkemizin geleceği ile ilgili umudumuzu hiç kaybetmiyoruz. Çünkü biliyoruz ki doğru politikalarla ülkemiz kalkınır ve vatandaşlarımız kendilerini mutlu ve huzurlu hisseder.
📌 Bu nedenle inandığımız doğruları bıkmadan usanmadan dile getireceğiz. "Söylesek de hiçbir şey değişmiyor" zihniyetine kapılamayız. Bizim görevimiz doğru bildiklerimizi söylemektir. Mevcut uygulamaları eleştirmekle kalmayıp yeni politikalar önermektir.
ORHAN TURAN DA AÇIK KONUŞTU
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan'ın konuşması da, diğerinden farklı değildi:
📌 Gündem çok ağır. Hangi birisini sayayım. Depremlerde, yangınlarda, iş kazalarında çok sayıda vatandaşımızı kaybediyoruz. Demek ki, hata, suistimal ve kayırmacılık çok yaygın. Eleştirel ifadelere ve habercilik faaliyetlerine açılan soruşturma haberleri, çok sıklaştı. 10 küsur sene önceki olaylara, şimdi yeni soruşturmalar açılıyor. Tutuklu milletvekillerine, siyasi parti liderlerine ve belediye başkanlarına sürekli yenileri ekleniyor. Disiplinsizlik suçuyla teğmenler hakkında ihraç kararı alınıyor.📌 Fakat, deprem, yangın taciz, kadın cinayeti, iş kazası, gibi kamuoyunda infial yaratan nice olayda, ya suçlular bulunmuyor ya da kısa sürede serbest kalıyorlar. Kamuoyu vicdanında suç ve ceza arasında orantısızlık kanaati oluşuyor.
📌 İster seçimle, ister atamayla gelen kamu görevlilerinin görevlerinden alınmasının, yeni örneklerine şahit oluyoruz. Üstelik, yeni yasal düzenlemelerle, kamu görevlilerinin Devlet Denetleme Kurulu tarafından görevden alınması ve TMSF’nin şirketlere kayyum olarak atanması mümkün oluyor.
📌 Yolsuzluk, dolandırıcılık, karaborsa haberlerinin ardı arkası kesilmiyor. Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, galiba artık şirket kurmaktan daha kolay. Kadın cinayetlerinin de, çocuk tacizlerinin de sonu gelmiyor. Nedir bu tırmanma? Biz niye bu hale geldik? Hangisini ele alsak günlerce, belki de aylarca konuşmak gerekiyor.
📌 Tüm bu sorunların arkasında, hukuka olan güvenin sarsılması var. . Hukuka güven kalmazsa güvensizlik, istikrarsızlık ve belirsizlik her yere sirayet eder. Sistemik risk oluşur. Günü kurtarmak mümkün olsa da yarınlar tehlike altına girer.
📌 Hukukun üstünlüğünü, hemen ve tam olarak tesis etmeden; ne ekonomide, ne toplumda, ne iç ne de dış politikadaki sorunlar çözülebilir.
Ayrıca toplumsal kutuplaşmanın yerini, toplumsal uyuma bırakması, siyasette yumuşama ve siyasi alanın genişlemesi, sorunlarımızın çözümünü mutlaka kolaylaştıracaktır. Bu noktada, terör sorununun kalıcı olarak ortadan kalkması en büyük dileğimizdir.
📌 Sayın Bakan Mehmet Şimşek’in ekonomi programına destek veriyorsak da, ekonomide her şeyin yolunda olduğunu söyleyemeyiz. Enflasyonla mücadelenin hızlanması gerekiyor. Artık daha hızlı netice almalıyız. Yoksa stres birikiyor. Enflasyonla mücadelenin maliyetine katlanmak zorlaşıyor. Hem girişimciler için hem çalışanlar için.
📌 Başka ülkelerde hammaddeyi daha ucuza alan, krediye daha ucuza erişen, enerji ve işçilik maliyetinin toplam maliyetler içindeki payı daha düşük olan rakiplerimizle biz nasıl rekabet edebiliriz?
📌Çalışan sayısı artmadan, nitelik yükselmeden, verimlilik hızlanmadan, katma değer artmadan nasıl büyüyeceğiz? Bunu açıklayan bir teori var mı? Hem sanayici mutsuz hem çalışanlar. Hem büyük işletmeler zorlanıyor hem KOBİ’ler. Hem Batıdaki girişimciler yakınıyor hem Doğudakiler. Peki kimin yüzü gülüyor?
13 ŞUBAT’LAR
1949 - Fenerbahçe'nin yeni stadı açıldı.
1960 - Fransa, BM ve Amerika Birleşik Devletleri'nin itirazlarına rağmen, Büyük Sahra'da atom bombası patlattı.
1963 - Ankara Valiliği, taksilerde plak çalınmasını yasakladı; taksilerdeki pikaplar sökülüyor.
1974 - 1970 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Aleksandr Soljenitsin, "Gulag Takım Adaları, 1918-1956" adlı kitabı nedeniyle, SSCB dışına sürgüne gönderildi.
1975 - Kıbrıs Türk Federe Devleti ilan edildi.
2008 - Danıştay 2. Daire üyeleri ve Cumhuriyet gazetesi'ne yönelik saldırılarla ilgili davada, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, sanık Alparslan Arslan'ın 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi.
13 ŞUBAT’TA DOĞANLAR
1916 - Samim Kocagöz, Türk yazar (ö. 1993)
1921 - Ulvi Uraz, Türk tiyatro ve sinema oyuncusu (ö. 1974)
1928 - Refik Erduran, Türk yazar (ö. 2017)
1937 - Oliver Reed, İngiliz aktör (ö. 1999)
1950 - Mazhar Alanson, Türk şarkıcı, gitarist, söz yazarı ve oyuncu
1974 - Robbie Williams, İngiliz müzisyen
13 ŞUBAT’TA ÖLENLER
1883 - Richard Wagner, Alman opera bestecisi (d. 1813)
1980 - David Janssen, Amerikalı oyuncu (d. 1931)
2005 - Teoman Alpay, Türk bestekâr (d. 1932)
2021 - Kadir Topbaş, Türk mimar ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (d. 1945)
Yorumlar
Yorum Gönder