Kurultay tartışmalarının odağındaki CHP’nin önünde kritik bir dönemeç var. Eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na yakın ekibin dillendirdiği gibi kurultay için “mutlak butlan” kararı çıkarsa, partide bölünme dahil tüm seçenekler masaya gelecek.
Kılıçdaroğlu’nun böyle bir durumda genel başkanlığı kabul etmesi halinde, Genel Başkan Özgür Özel ve ekibi önce imza toplayarak hızla kurultayı toplama yoluna gidecek. Bu yöntemle sonuç alınamaması durumunda Özel ve görevden alınan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ayrı parti kurmasının bile gündeme geleceği belirtiliyor.
Bütün gözler kararı alacak olan mahkemeye çevrilmişken, CHP’li hukukçulara göre davanın zaman aşımı nedeniyle reddi gerekiyor. Ayrıca savcının rapor istediği MASAK’ın şüpheli bir harekete rastlanmadığını belirtmesi, iddianamenin temelinin zayıf olduğunun işareti olarak görülüyor.
30 Haziran’da karar çıkacak mı?
Cumhuriyet Halk Partisi’nin 4–5 Kasım 2023 tarihlerinde düzenlediği, Kılıçdaroğlu’nun koltuğunu kaybettiği, Özgür Özel’in genel başkan seçildiği 38. Olağan Kurultayı’na ilişkin açılan iptal davasının duruşması 30 Haziran’da Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülecek.
Mahkeme bir önceki celsede, 30 Haziran’daki duruşmada sözlü yargılamaya geçilebileceğine işaret etti. Bu durum, duruşmada karar çıkabileceği yorumlarına yol açtı.
Dava, CHP’den ihraç edilen eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ile delegeler Yılmaz Özkanat, Hatip Karaaslan ve Kamile Bahar Önal tarafından, kurultayın iptali ve yetkili kurulların görevden uzaklaştırılması talebiyle açılmıştı. Farklı mahkemelerde açılan davalar, Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde birleştirilmişti.
Dilekçede “kurultay sakatlanmış olduğundan Özgür Özel ve yönetiminin hukuken bir geçerliliği olmadığı, kurultaya ilişkin iptal davalarını bertaraf etmek amacıyla olağanüstü kurultay yapıldığı, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in mutlak butlan ile sakatlanmış ve yok hükmünde bulunan olağanüstü kurultayda genel başkan seçildiği, genel başkan olarak bulunduğu sürede aldığı kararların yok hükmünde olduğu, olağanüstü kurultayın da bu nitelikte sayılması gerektiği, bu nedenle önceki Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile önceki Parti Meclisi ve önceki Yüksek Disiplin Kurulu üyelerinin görevlerine iadesinin zorunlu olduğu” iddiaları yer alıyor.
Kılıçdaroğlu ne yapacak?
Kurultaya ilişkin mahkeme süreci ve tartışmalar CHP Genel Merkezi’nde yakından izleniyor. Kılıçdaroğlu’nun savcılık ve mahkemeye giderek ifade vermemesine, şikayette bulunmamasına rağmen bir mutlak butlan kararı halinde görev alıp almayacağı konusunda net bir söylemde bulunmamasına dikkat çekiliyor.
Kılıçdaroğlu’nun ise yakın çevresine “Mahkemeye gidip kurultayda böyle böyle oldu demem, partiyi şikayet etmem. Benim dışımda bir durum gelişirse fırsat bilip genel başkanlığa devam etmeye çalışmam” yorumunu yaptığı da iddia ediliyor. Kılıçdaroğlu’nun özellikle kendisini itibarsızlaştırmaya yönelik bir kampanya yürütülmesinden yakındığı ve bu durumdan büyük üzüntü duyduğu ifade ediliyor.
Kılıçdaroğlu’na yakın isimler ise eski genel başkanın böyle bir durumda görevi kabul etmemesi halinde, parti yönetimine kayyum atanacağına dikkati çekiyor.
Yakın çevresinden gelen mesajlar, mahkemenin “mutlak butlan” kararı vermesi durumunda Kılıçdaroğlu’nun görevi kabul edeceği şeklinde yorumlanıyor. Görevi kabul etmesi halinde ise partiyi birkaç ay içerisinde kurultaya götüreceği ve bu kurultayda aday olmayacağı ifade ediliyor. Ancak çevresindeki bazı isimlerin partinin rayına oturması için görevde kalması gerektiği görüşünü taşıdığı belirtiliyor.
CHP kurmayları ise hukuki olarak bir mutlak butlan kararı verilmeyeceği inancında. Buna karşılık, hukuki bir karar verilip verilmeyeceğinden emin olmadıklarının da altını çiziyorlar. Bu nedenle partide olası durumlara yönelik planlamalar yapılıyor.
Özel cephesinin A ve B planları
Kulislerdeki iddialara göre, mahkemeden olumsuz bir karar çıkması ve partinin hemen kurultaya götürülmemesi durumunda Özel ve İmamoğlu’na yakın isimler harekete geçecek ve olağanüstü kurultay kararı alınması için imza toplamaya başlayacak. Gerekli 685 imzanın çok üzerinde bir delege desteği alınabileceği yorumları yapılıyor.
İkinci ve radikal bir seçenek olarak da yeni bir parti ile yola devam edilmesi konuşuluyor. Partinin kurultay yapmaması, bütün yolların kapanması durumunda SHP benzeri bir partinin kurulabileceği de öne sürülüyor.
Yeni partinin adının Ekim Partisi olacağı, bu partiyle ilgili internet alan adlarının şimdiden satın alındığı, hatta Ankara’da bir genel merkez binası kiralandığı iddialar arasında. “Ekim” adının nereden çıktığı ise belirsiz, ancak Ekrem İmamoğlu’nun adının ve soyadının ilk harflerinden oluştuğu konuşuluyor.
Soruşturma bitti ceza davası açıldı
Kritik karar beklenirken, Ankara Başsavcılığı, 30 Haziran’daki duruşma öncesi kritik bir adım attı ve İmamoğlu ve Özel’in kurultayda delegelerin iradesini fesada uğrattıkları iddiasıyla yürüttüğü soruşturmayı tamamladı.
Savcılık, aralarında tutuklu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Cemil Tugay, tutuklu Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve CHP Erzurum İl Başkanı Serhat Can Eş’in de aralarında bulunduğu 12 şüpheli hakkında iddianame düzenledi. İddianamede şüpheliler hakkında “Siyasi Partiler Kanunu’na muhalefet” suçundan 3’er yıla kadar hapis cezası istenirken, şüphelilerin “oylamaya hile karıştırdıkları” öne sürüldü. Eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun “mağdur”, eski Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın ise “müşteki” olarak yer aldığı iddianamede, benzer tüm iddianamelerde olduğu gibi şüpheliler hakkında alacakları ceza süresince siyaset yasağı konulması da talep edildi.
İddianamede, kurultayda seçimlerde şaibe olduğuna ilişkin iddialar ile ilgili yapılan soruşturma esnasında haklarında müsnet suçlardan dolayı iddialar bulunan ve 28. dönem milletvekili oldukları anlaşılan kişiler yönünden dosyanın 12.05.2025 tarihinde ayrıldığı, yeni dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2025/113602 soruşturma sayılı sırasına kaydının yapıldığı belirtildi. Bu isimler arasında Genel Başkan Özel’in de bulunduğu belirtildi.
İddianamede, dosyada haklarında müsnet suçlardan dolayı iddialar bulunan diğer şüpheliler yönünden ise yine ayırma kararı verildiği belirtildi. Böylece, bu soruşturma ve hazırlanan iddianame haricinde bir başka soruşturmanın daha yürütüldüğü anlaşıldı.
MASAK’tan rapor istendi
Suçun mağduru olarak gösterilen Kılıçdaroğlu’nun ifade vermediğine dikkat çekilen iddianamenin, delillerin değerlendirilmesi ve sonuç bölümünde şunlar belirtildi:
“Müşteki şikayeti, tanık anlatımları, ihbarlar, Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) Raporu, Sosyal Güvenlik Kurumu , Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, Yüksek Seçim Kurulu, Çankaya 4. İlçe Seçim Kurulu, İstanbul Ticaret Odası ve diğer kurum yazışmaları, CD/DVD inceleme tutanakları, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü fezlekesi ile tüm dosya kapsamına göre; iştirak halinde Özel lehine oy kullanmaları için İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan ve Cumhuriyet Halk Partisi 38. Olağan Kurultayı Divan Başkanı olarak görev yapan şüpheli Ekrem İmamoğlu’nun organizesinde yukarıda isimleri yazılı diğer şüphelilerin iştirak halinde hareket ederek, 04-05.11.2023 tarihinde Ankara Spor Salonu’nda yapılan Cumhuriyet Halk Partisi 38. Olağan Kurultayı’nda oy kullanan bir kısım kurultay delegelerine genel başkan adayı Özgür Özel lehine oy kullanmaları için;
Bir kısım delegeye para verdikleri, bir kısmına değişik il ve ilçelerde belediye başkanlığı ve belediye meclis üyeliği adaylığı teklif ve taahhüt ettikleri, bir kısım delege ve yakınlarını CHP’li belediyeler ile bu belediyelere bağlı şirket ve iştiraklerinde işe yerleştirdikleri, bir kısım delege ve yakınlarına çok sayıda market alışveriş kartları dağıttıkları,
Kurultayda oy kullanan bu delegelerden kullandıkları oyların fotoğrafını cep telefonları ile çekerek kendilerine göndermelerini istedikleri,
Kurultay salonunda birinci tur oylama sonucunda ikinci tur oylamaya geçilmesini geciktirerek Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylıktan çekildiğine yönelik gerçeğe aykırı açıklamalarda bulundukları,
Bu şekilde kurultay delegelerinin iradelerini fesada uğratarak, Genel Başkan Adayı Özgür Özel’in genel başkanlık seçimini kazanmasına yönelik faaliyet yaptıkları evrak kapsamından anlaşılmıştır...”
İddianamenin ağırlıklı olarak, bu konudaki beyanları daha önce basına yansıyan bazı delegelerin ifadelerine dayanması dikkati çekti. Hafta sonu bir döviz bürosunun açılarak para dağıtıldığı iddiaları ise MASAK tarafından araştırıldı. Ancak hazırlanan raporda bu iddiayı kanıtlayacak bir veriye ulaşılamadığı belirtilerek şöyle denildi:
Cep telefonu ve döviz bürosu
“Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 25.02.2025 tarih ve 2024/5366 soruşturma sayılı yazı ve ekinde belirtilen 55 kişi ile Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 26.02.2025 tarih ve 2024/5366 soruşturma sayılı yazı ve ekinde bildirilen 10 gerçek ve 4 tüzel kişi aralarında gerçekleşen para transferleri kontrol edilmiş ancak herhangi bir para transferi kaydına rastlanılmamıştır. Kripto Varlık Hizmet Sağlayıcılar’dan şahısların hesaplarında gerçekleşen işlemlere dair bilgi talebinde bulunulmuş olup belirtilen tarih aralığında gerçekleşen işlemlerde şüpheli bir harekete rastlanılmamıştır.”
Zaman aşımı tartışması
Ceza davası, hukuk davası için de kanıt niteliği taşıyor. Fakat hukuk davasında mahkemenin, karar vermek için ceza davasının sonucunu bekleyip beklemeyeceği henüz belirsiz. Beklemesi halinde davanın uzayacağına dikkat çekiliyor.
Bu noktada CHP kurmaylarının bir diğer iddiası da davanın zaman aşımı nedeniyle yok hükmünde olduğu. Dava, Siyasi Partiler Kanunu’na aykırılık iddiasıyla açıldı ancak bu kanunda bir süre belirtilmiyor. CHP’li hukukçulara göre bu durumda 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri Hakkında Kanun’a bakılması gerekiyor ki bu kanunda zaman aşımı süresi 6 ay olarak görünüyor.
Diğer kanunlara atıf yapılıyor
Kimi hukukçulara göre ise Siyasi Partiler Kanunu’na göre açılan davaların zaman aşımı için Medeni Kanun ve Dernekler Kanunu’na bakmak gerekiyor. Nitekim Siyasi Partiler Kanunu’nda da bu yönde atıflar var. Bu durumda da toplantıya katılan delegeler için 1 ay, katılmayanlar için öğrendikten itibaren 1 ay ve her halükarda 3 aylık zaman aşımı süresi söz konusu oluyor.
Bu süreler “hak düşürücü” olduğu için, aslında mahkemenin resen gözetmesi gerekiyor. Bunun olmaması durumunda, CHP’li hukukçuların zaman aşımı iddiasını ilk duruşmada gündeme getirmesi bekleniyor.
Gökçer Tahincioğlu / GAZETE OKSİJEN
6 HAZİRAN’LAR
1920 - İstanbul Divan-ı Harb-i, İsmet İnönü, Bekir Sami Kunduk, Celalettin Arif, Dr. Rıza Nur, Yusuf Kemal Tengirşenk, Hamdullah Suphi Tanrıöver, Rıfat Börekçi ve Fahrettin Altay'ı idama mahkûm etti.
1968 – Amerikalı senatör ve Başkan adayı Robert Kennedy, öldürüldü. (d. 1925)
1983 - Sosyal Demokrasi Partisi (SODEP) kuruldu. Partinin Genel Başkanlığına Erdal İnönü seçildi.
1995 – Yalova il oldu.
1996 – Anayasa Mahkemesi, Refah Partisi’nin başvurusu üzerine 53. Hükümetin güven oylamasının geçersiz olduğuna karar verdi. Bu karar üzerine Başbakan Mesut Yılmaz Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e Anayol hükümetinin istifasını verdi.
1996 – İş adamı Halis Toprak’ın, boşandığı eşi Ayşe Toprak’a 5 trilyon 100 milyar lira tazminat vermesi kesinleşti. Bu, Türkiye tarihinin en yüksek boşanma tazminatı oldu.
1996 – Karabük, Türkiye’nin 78. ili oldu.
2000 – Şili eski diktatörü Augusto Pinochet’in dokunulmazlığı kaldırıldı. Pinochet’in 17 yıl süren iktidarı süresince; binlerce devrimci, demokrat öldürülmüş ya da kaybolmuştu.
2015 – UEFA Şampiyonlar Ligi’nde Juventus ile Barcelona arasındaki final maçını yöneten hakem Cüneyt Çakır, UEFA kulüp organizasyonlarında final yöneten ilk Türk hakem unvanını aldı.
2022 – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı sonrası yaptığı açıklamalarda, “Ülkede enflasyon yok hayat pahalılığı var” dedi. Bu iktidarın faizi artırmayacağını, tam aksine faizi düşürmeye devam edeceklerini açıkladı.
6 HAZİRAN’DA DOĞANLAR
1799 - Aleksandr Sergeyeviç Puşkin, Rus yazar (ö. 1837)
1875 - Thomas Mann, Alman yazar ve Nobel Edebiyat Ödülü sahibi (ö. 1955)
1926 - Erdal İnönü, Türk bilim insanı ve siyasetçi (ö. 2007)
1932 - Senih Orkan, Türk aktör (ö. 2008)
1951 - Geoffrey Rush, Avustralyalı aktör ve En İyi Erkek Oyuncu Akademi Ödülü sahibi
1975 - Hasibe Eren, Türk oyuncu
6 HAZİRAN’DA ÖLENLER
1961 - Carl Gustav Jung, Alman psikanalizci (d. 1875)
1991 - Adnan Süvari, Türk futbolcu ve teknik direktör (d. 1926)
1992 - Hikmet Feridun Es, Türk gazeteci (d. 1909)
2013 - Esther Williams, Amerikalı oyuncu ve yüzücü (d. 1922)
2017 - Adnan Kaşıkçı, Suudi iş insanı (d. 1935)
2018 - Ümit Kayıhan, Türk futbolcu ve teknik direktör (d. 1954)
Yorumlar
Yorum Gönder