İNİYOR İNMEKTE OLAN! / günlerden 26 Haziran


 


CHP’de 4–5 Kasım 2023’te gerçekleştirilen 38. Olağan Kurultay sonrası başlayan tartışmalar, muhalif delegelerin olağanüstü kurultay talebiyle açtığı dava ile yeni bir aşamaya taşındı. Davanın 30 Haziran Pazartesi günü Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde yapılacak duruşması, sürecin hukuki ve siyasal kaderini belirleyecek kritik adım olarak öne çıkıyor.

 

İlk itiraz

2023’teki 38. Olağan Kurultay’ın iptali için mahkemeye yapılan ilk başvuru, 24 Mart 2025 tarihinde gerçekleşti. Bu başvuru, eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ve delegeler Levent Çelik ile Hatip Karaaslan tarafından Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunuldu. Dilekçede, kurultayın usulsüzlüklerle gerçekleştirildiği öne sürülerek hem kurultayın hem de sonucunda seçilen yönetim organlarının “butlan” (hukuken yok sayılması) kapsamında değerlendirilmesi istendi.

Bu başvuruda Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeniden göreve iade edilmesi ve Özgür Özel ile ekibinin geçersiz sayılması da talep edildi.

 

Özel'den 'olağanüstü kongre' kararı

21 Mart'ta CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisini olağanüstü kongreye götüreceğini açıkladı. Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun daha gözaltında olduğu sırada alınan bu kararı partiye kayyum atanma ihtimaline karşı aldıklarını belirtti. Özel genel başkanlık yetkisine dayanarak ilan ettiği olağanüstü kurultayın 6 Nisan'da yapılacağını bildirdi.

 

Özgür Özel yeniden seçildi

CHP, 6 Nisan 2025’te “İrade Milletindir” sloganıyla olağanüstü kurultayını gerçekleştirdi. Ankara Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde düzenlenen kurultaya 1323 delege katıldı. Genel başkanlık seçiminde Özgür Özel tek aday olarak yarıştı ve 1171 oyla yeniden seçildi. Parti Meclisi ve Yüksek Disiplin Kurulu seçimlerinde Özel’in hazırladığı “anahtar liste” tam destek aldı.

 

Dava sürecinde neler oldu? 

Yargı süreci, Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde şekillendi. İlk duruşma 17 Nisan 2025’te gerçekleşti; mahkeme, eksik evrak ve bilgi talebi nedeniyle süreci askıya alarak ek bilgi istedi. Ardından, 6 Nisan’da Özgür Özel’in ilan ettiği olağanüstü kurultayla ilgili başvurularla birlikte tüm talepler birleştirildi ve ortak dosyada değerlendirilmesi kararlaştırıldı.

26 Mayıs 2025’teki ikinci duruşmada, mahkeme mevcut eksikleri tamamlamak üzere süreci yeniden uzattı ve bir sonraki duruşmanın 30 Haziran’a ertelendiğini, o celsede “tahkikat” aşamasına geçilerek gerekirse sözlü savunmalara da yer verilebileceğini açıkladı. Bu celsede ayrıca dilekçelere “mutlak butlan” ifadesi resmi kayıtlara geçti.

 

Mutlak butlan nedir?

Davanın temel talebi olan “mutlak butlan”, hukuken kurultayın baştan itibaren yok sayılması, alınan tüm kararların geçersiz sayılması anlamına geliyor. Eğer mahkeme bu yönde karar verirse, Özgür Özel başkanlığındaki yönetim 'hukuken hiçbir geçerliliği olmayan' bir yapı haline gelecek ve partinin yeniden kurultaya gitmesi gündeme gelebilecek. Ayrıca, bu durumda Kemal Kılıçdaroğlu’nun göreve iadesi de talep ediliyor.

 

Paralel soruşturma

Süreç bir yandan siyasette yeni tansiyon yaratırken, ilgili iddianamenin Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesiyle paralel yürütülen “oylamaya hile karıştırma” soruşturması da ilerliyor. Bu kapsamda Ekrem İmamoğlu’nun da aralarında bulunduğu 12 kişi hakkında 1 ile 3 yıl arasında hapis cezası ve siyasi yasak isteniyor.

 

Özel ve Kılıçdaroğlu ne dedi?

Söz konusu tartışmaların odak noktasında iki isim yer aldı. Hâlihazırdaki CHP lideri Özgür Özel ve selefi Kemal Kılıçdaroğlu.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, olağanüstü kurultayın kayyum tehdidine karşı alınan bir önlem olduğunu vurguladı. “Delegeler iradelerini tazeleyecek, ön seçimi garanti altına alıyoruz” diyerek, “Atatürk’ün partisine kayyum atayamazlar, buna izin vermeyiz” çağrısında bulundu. 30 Haziran’da görülecek dava öncesi yaptığı açıklamada da Özel, mahkemeden 'butlan ya da kayyum' kararının çıkması durumunda bunu 'tanımayacağını' belirtti. “Delege iradesini savunurum, böyle bir karar çıkarsa benim gözümde yok hükmündedir” ifadelerini kullandı.

Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise kurultayla ilgili yargı sürecine dahil olmamayı tercih etti ve mahkeme tarafından tanık olarak çağrılmasına karşın ifade vermeye gitmedi. Konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Partimi adliye koridorlarında tartıştırmak istemiyorum, o nedenle ifadeye gitmedim, gitmem” diyerek, savcılığa çağrıya rağmen kendisine düşen süreci kabul etmediğini dile getirdi.

Kılıçdaroğlu ayrıca sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, “Sessiz kalmak sorumluluktur; bu partinin düşmanlarını sonuçta bu partinin içinden boğarız” ifadelerini kullandı.

CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 30 Haziran’daki “mutlak butlan” kararına karşı yargı sürecine ilişkin açıklamasında, “Partiyi kayyuma teslim etmem” açıklamasında bulundu ve şunları söyledi:

“Görevi kabul etmezsem o zaman kayyum riski var… CHP kayyuma teslim edilemez. Kayyum gelse daha mı iyi olur?” / Gazete Oksijen

 

VE YORUMLAR...

 

MEHMET Y. YILMAZ

Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde evinin mutfağında, “Tek bir muradım var benim, o da milletimin gelecekte bana dua etmesidir” demişti. O tarihte doğru söylemediğini, aslında “nefsine yenilebilen” bir kişi olduğunu öğrenememiştik. Şimdi AKP yargısının vereceği kayyım kararıyla CHP’nin başına geçmeyi bekliyor!

 

FATİH ALTAYLI

Kılıçdaroğlu ‘Kayyum gelse daha mı iyi?’ demiş Kılıçdaroğlu. Net söyleyeyim: Daha iyi.

Kayyum, partiye Kılıçdaroğlu kadar zarar veremez.

Kayyum dahil her olasılık, Kılıçdaroğlu’ndan daha iyidir.

 

FURKAN BÖLÜKBAŞI

Kılıçdaroğlu CHP'ye dönerse hiçbir seçim AK Parti için kolay olmayacaktır. Çünkü Kılıçdaroğlu kendini Kemalist kodların içine sıkıştırmayacağını daha önce gösterdi. Böylece seçmen tabanını da genişletti. Tekrar başaramayacağını kimse söyleyemez.

Yorumlar