BAZI HAYALLERİN FİYATI OLMAZ / günlerden 19 ağustos

 

 


Selçuk Şirin / Gazete Oksijen

 

Dünyanın en büyük bilgi kaynağını elinizde tuttuğunuzu düşünün. Onu ticarileştirip milyarlar kazanabilir, dev şirketlerle yarışabilir, hatta reklamlarla dolu bir imparatorluk kurabilirsiniz. Ama ya amacınız para değilse? Ya derdiniz, dünyanın her köşesindeki insanlara eşit biçimde, ücretsiz ve tarafsız bilgi sunmaksa? Bu hafta size Bodrum’da güzel bir günü paylaştığım Jimmy Wales’in hikâyesini anlatacağım. Aslında siz onu adıyla olmasa da kurduğu markayla çok iyi tanıyorsunuz. Hatta eğer benim gibi yazı çizi işiyle uğraşıyorsanız onun sitesini günde birkaç kere ziyaret ediyorsunuz.

Önce Wikipedia’ya dair birkaç temel veri paylaşayım. Site, aylık 4.7 milyar ziyaret ile hâlâ internetin en çok tıklanan ilk 10 sitesi arasında. Arama motorlarını ve sosyal medya platformlarını çıkartınca ilk üçe giriyor. Reklamı yok, yatırımcısı yok, ama erişim gücü dev internet şirketleriyle yarışıyor. Kooperatif mantığıyla kurulan, hâlen kâr amacı gütmeyen bir vakıf tarafından yönetilen site, yapay zekâya en hızlı uyum sağlayan kaynaklardan biri oldu. Google’ın yapay zekâ destekli yeni arama modunda %12.02 ile en çok alıntı yapılan kaynak konumunda. ChatGPT başta olmak üzere diğer yapay zekâ şirketlerinde de durumun benzer olduğunu tahmin ediyoruz her ne kadar onlar kamuoyuna bu konuda bir açıklama yapmamış olsa da.

Wikipedia’nın İngilizce sürümünde 7 milyondan fazla madde, aralarında Türkçenin de olduğu 300’den fazla dilde milyonlarca sayfa var. Google ya da sık ziyaret edilen sitelerin aksine, Wikipedia’da ortalama ziyaret süresi 9 dakika-bu da kullanıcıların yalnızca girip hızlı bilgi alıp çıkmadığını, gerçekten içerikleri okuduğunu gösteriyor. Siteyi çıktığı ilk günden beri güncel kılan, bilgilerin sürekli güncelleniyor olması. Her ay 13 milyon içerik düzenlemesi yapılıyor.

 

Bir ansiklopedi hayali

Jimmy Wales ile Ege’nin kıyılarında lahmacun ve baklava arasında sohbette ilk sorduğum soru tabii ki Wikipedia’yı nasıl kurduğu oldu. Her ne kadar bu hikâyeyi biliyor olsam da bir de birinci ağızdan dinleyince bir kere daha, insana ve insanın öğrenme merakına olan ümidim arttı. Wales de benim gibi çocukluğunda ansiklopedilerle büyümüş. Her ne kadar finans sektöründe bir trader olarak çalışsa da aklının bir köşesinde bilgiyi geniş kesimlere ulaştırma hayali hep varmış. İnternetin ortaya çıktığı 90’ların sonunda bu hayalini büyütmüş ve “dünyadaki herkesin katkı yapabileceği, ücretsiz ve açık bir ansiklopedi” projesini hayata geçirmek için arkadaşı Larry Sanger’la yola çıkmış. İlk olarak o dönemde Nupedia adını verdikleri bir site kuruyorlar. Akademisyenlerin yazdığı, tıpkı bilimsel yayınlarda olduğu gibi içeriğin alan uzmanı hakemler tarafından onaylandığı, kusursuz bir bilgi kaynağı. Ama proje hayata geçince bakmışlar ki işler sahada hiç de arzu ettikleri hızda ilerlemiyor. Her makale tam 7 değişik süzgeçten geçince ilk yıl sadece 21 makale tamamlanabilmiş.

Tam bu sırada Sanger, Ward Cunningham’ın geliştirdiği “wiki” teknolojisini keşfediyor. Bu teknoloji malum, herkese internet üzerinden evinde bir tarayıcı ile doğrudan ve anında bir sitedeki içeriğe müdahale etme olanağı veriyor. Wales, “Mükemmellik için beklemek yerine, paylaşarak mükemmelleştirelim” diyor ve 15 Ocak 2001’de Wikipedia markasıyla yeni girişimi kuruyor. Tabii, o yılları hatırlayan biri olarak ben de biliyorum ki başlangıçta ortalık karışıyor. Britannica’nın Larousse’un internete geçmek için adım attığı dönemde, özellikle uzmanlar her isteyenin içerik girebildiği Wikipedia’yı dikkate almıyor. Oradaki içeriklerin güvenirliği sürekli sorgulanıyor. Hatalar, eksikler, hatta alaycı eklemeler ve giderek kutuplaşmanın yarattığı taraflı müdahaleler sonucu ortalık tam bir kaosa dönüşüyor. Ama zamanla bir mucize gerçekleşiyor. İnsanlığın ortak aklı, tamamen gönüllüler tarafından devreye sokuluyor ve hatalı, taraflı içerikler düzeltiliyor. Wales bunu toplumsal güven kavramıyla açıklıyor. Kolektif sistemler zamanla dış bir müdahale olmadan da kendi kendini iyileştiriyor! Kurulduktan çok kısa bir süre sonra yapılan analizlerde Wikipedia’da yer alan içeriklerin saygın ve uzmanlar tarafından geliştirilen klasik ansiklopedilerden daha güvenli ve güncel olduğu ortaya çıkıyor. Bundan sonra da sitede katılımcı sayısı patlıyor, İngilizcenin yanına Almanca, Fransızca, Japonca ekleniyor. Nupedia sessizce kapanırken, Wikipedia bugün hâlâ küresel güvenilir kaynak olarak tüm siteler içinde en tepedeki yerini koruyor.

 

Wikipedia satılık değildir!

Yapay zekânın tüm dijital markaları tehdit ettiği, meslekleri ve iş alanlarını ortadan kaldırdığı günümüzde Wikipedia yeniden ana aktörlerden biri olarak sahneye çıkıyor bugünlerde. Başta Google AI olmak üzere Wikipedia bugün bizim kullandığımız tüm yapay zekâ araçlarının öğretmeni oldu. ChatGPT’den Bing AI’a, sayısız model cevap üretirken güvenilir kaynak olarak önce Wikipedia’ya bakıyor.

Wales, her yıl siteyi kullananlara yazdığı mektubun başına bu cümleyi koyuyor: Wikipedia is not for sale! Tam da bu nedenle Wikipedia üzerinde baskılar artıyor. Bu bilgi kaynağına tek başına sahip olmak isteyenlerin ya da bu bilgi kaynağına yön vermek isteyenlerin milyar dolarlık tekliflerine karşı çıkan isim ise Wales. Elon Musk, siteyi sahibi olduğu X platformunda sık sık eleştirmesiyle biliniyor. Wales ise her yıl düzenli olarak kullanıcılara gönderdiği mektuptan alıntıyla “Bence Elon, Wikipedia’nın satılık olmamasından hoşnut değil” diyor. Sadece bağışlarla ayakta duran sistemi çökertmek için Musk “Bunlara para vermeyin!” çağrısı yapınca Wikipedia’ya bağışlar artmış.

Jimmy Wales, internetin ilk dönemlerinden beri hayatımızda yer alıyor. Silikon Vadisi’nde bugün her biri devasa bir şirketin sahibi olan sayılı kuruculardan biri. Ancak o kuruculardan temel bir noktada ayrılıyor. Wales milyarder değil! New York Times’ın onun servetiyle ilgili spekülasyonlar üzerine yaptığı araştırmaya göre hatta Londra’da bir ev satın alacak kadar zengin bile değil. Bugün hâlâ Wikipedia’nın yüzü o!

Konferanslarda, üniversitelerde, medya röportajlarında hep aynı mesajı veriyor: “Wikipedia’yı gönüllüler kurdu, bilgi özgür olmalı, satılmamalı.” Biliyorum, pek çoğumuza bu mantıklı gelmeyebilir zira 5-6 milyar dolarlık bir markayı ortaya çıkartınca insanın ister istemez iştahı kabarır diye düşünüyoruz. Nitekim, en son tıpkı Wikipedia gibi bir kâr amacı gütmeyen marka olan OpenAI, Sam Altman tarafından şirketleştirildi. Bence Wales’i eşsiz kılan onun para için markasını ve ruhunu satmamış olmasında yatıyor. Bir söyleşide ona “Wikipedia, Silikon Vadisi şirketleri gibi ticarileştirilse, daha fazla şey yapmak için daha çok paranız olmaz mıydı?” diye sorulunca bakın ne diyor: “Hayır, hayır, çünkü reklamla desteklenseydik, ABD’de bir milyon kullanıcı getirecek maddelere odaklanırdık ama Hindistan’da bir milyon okuyucunun ilgisini çekebilecek şeyler umurumuzda olmazdı. Ticarete karşı değilim, ama hayatın her alanında yeri olduğunu da düşünmüyorum.” Wales sohbetimizde bir de müjde verdi. Bu sonbaharda yeni bir kitap çıkartıyormuş. Konusu insanlar arası güveni tesis etmek için atılması gereken 7 adım. Merakla bekliyorum.

Bir insan milyarder olmayı neden reddeder? Cevabı aslında çok basit: Bazı hayallerin fiyatı olmaz. Tıpkı bazı şeylerin satılık olmadığı gibi. Ne güzel.

 

 

19 AĞUSTOS’LAR

1895 - James Ryan, yüksek atlamada 1.94 m yaparak dünya rekoru kırdı.

1919 - Afganistan, Birleşik Krallık'tan bağımsızlığını kazandı.

1920 - Rus İç Savaşı sürerken Tambov bölgesindeki köylüler Bolşeviklere karşı ayaklandı.

1934 - Adolf Hitler, Devlet Başkanlığı referandumunda %89,9 oranında 'evet' oyu alarak tüm siyasi güçleri elinde topladı.

1936 - Faşistler İspanyol şair Federico Garcia Lorca'yı İspanya İç savaşı sırasında kurşuna dizdi.

1939 - Boşanma için her iki tarafın da dilekçe vermesine dair Adalet Bakanlığı genelgesi yayımlandı.

1952 - Türkiye Güzeli Günseli Başar Avrupa Güzellik Kraliçesi seçildi.

1953 - İran'da gerçekleştirilen bir harekâtla Başbakan Muhammed Musaddık görevden uzaklaştırıldı.

1960 - Sovyetler Birliği; iki köpek, kırk fare, iki sıçan ve çeşitli bitkiler taşıyan Sputnik-5'i Ay yörüngesine oturtmayı başardı.

1960 - U-2 Krizi: Sovyetler Birliği üzerinde düşürülen casus uçak U-2'nin Amerikalı pilotu Francis Gary Powers 10 yıl hapse mahkûm edildi.

1961 - Devlet Başkanı ve Başbakan Cemal Gürsel "eğer hürriyetler suiistimal edilirse yeni bir ihtilal olabilir," dedi.

1965 - Türkiye'de ödenen vergiler ilk kez açıklandı. Vehbi Koç vergi rekortmeni oldu.

1966 - Erzurum, Muş ve Bingöl'de Richter ölçeğine göre 6,5 şiddetinde bir deprem oldu; 2 bin 394 ölü, 1.747 yaralı.

1989 - Cezaevlerinde 29 mayıs 1989'da başlayan açlık grevleri sona erdi.

1990 - Gagavuzlar, güneyde Gagavuzların en yoğun yaşadığı Komrat yöresinde Gagavuzya Cumhuriyeti'ni ilan etti. Bu karar, Moldova Yüksek Sovyeti tarafından iptal edildi.

1991 - Rusya'da komünizm yanlısı KGB ve Ordu generalleri, darbe girişiminde bulundu.

1991 - SSCB'nin dağılma süreci: Devlet Başkanı Mikhail Gorbachev evinde göz hapsinde.

1998 - Tehditle tahsilat yapmak ve adam öldürmeye azmettirmek suçlarından aranan Sedat Peker, Romanya'dan Türkiye'ye gelerek teslim oldu.

2002 - Askerî birlik taşıyan bir Rus Mil Mi-26 helikopteri, Çeçen Birlikleri'nce Grozni yakınlarında düşürüldü, 118 asker öldü.

2008 - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, kapatılan RP'nin eski Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın kalan cezasını kaldırdı.

 

19 AĞUSTOS’TA DOĞANLAR

1883 - Coco Chanel, Fransız moda tasarımcısı ve Chanel markasının kurucusu (ö. 1971)

1946 - Bill Clinton, Amerikalı politikacı ve iki dönem ABD Başkanı

1946 - Fedon, Rum asıllı Türk şarkıcı

1959 - Derya Alabora, Türk oyuncu

 

19 AĞUSTOS’TA ÖLENLER

1915 - Tevfik Fikret, Türk şair (d. 1867)

2002 - Halil Tunç, Türk senatör ve Türk-İş Genel Başkanlarından (d. 1928)

2013 - Reha Eken, Türk eski millî futbolcu ve teknik direktör (d. 1925)

2018 - Güngör Uras, Türk ekonomist ve gazeteci (d. 1933)

 

Yorumlar