Gel de sevme dondurmayı


Dondurma hakkında her şey


Dondurmanın bilinen bir mucidi yok; haliyle rivayet muhtelif. İncil’de Kral Süleyman’ın ‘hasat zamanı buzlu içecekler tükettiğine’ dair ifadeler mevcut; Büyük İskender’in bal, meyve, şarap ve yemişlerle tatlandırılmış buz yemeyi sevdiği rivayet ediliyor. ‘Roma’yı yakan zalim imparator’ Neron’un, meyveyle karıştırılmak üzere buz getirmeleri için kölelerini dağlara gönderdiği belirtiliyor.
Ancak tarihçilere göre, bugün bildiğimize benzeyen, yani sütle yapılan ‘ilk dondurma’nın kökeni tam 2 bin 200 yıl önceye, Asya’ya dayanıyor. Zira Çinlilerin M.Ö. 200’lerde bir tür süt-pirinç karışımını karda dondurarak elde ettiği yiyecek, ilk sütlü ‘dondurma’ olarak kabul ediliyor. 7. yüzyıla gelindiğindeyse, İmparator Tang ‘işi ilerletmiş’ görünüyor. Kaynaklara göre, Tang’ın tam 94 ‘buzcu’su varmış. Görevleri, manda sütüyle karıştırılıp kafurla tatlandırılmak üzere hanedana dağlardan buz getirmekmiş.
Dondurma en basit tanımıyla süt, şeker ve meyveyi, yumurta, salep, nişasta veya guar zamkı gibi kıvam vericilerle karıştırıp dondurarak yapılır. Ancak tabii ki bu kadar kolay değil; her ustanın kendi formülü, her yöntemin kendi inceliği, her markanın kendi hedefi var. Sütün cinsi veya kullanılan makineden, kıvam vericinin ne olduğuna ve dondurmanın kaç derecede muhafaza edildiğine uzanan parametreler, lezzette belirgin değişime yol açıyor.

ÜNİVERSİTESİ, MÜZESİ VAR: İtalyan dondurma makinesi markalarından Carpigiani, 2012’de Bologna’da bir ‘dondurma üniversitesi’ ve müzesi açtı. Müzede, dondurmanın tarihine dair 10 bin fotoğraf ve belge, video- röportajlar, 20 orijinal makine ve çeşitli aletler sergileniyor.

KÜLAHI GEÇ GELDİ: Dondurmayla külah ilk defa, ABD’nin St. Louis kentinde 1904’te düzenlenen Dünya Fuarı’nda buluştu.
KAYNAK


Yorumlar