FACİA İÇİNDE FACİA… 23 HAZİRAN 1941’DE BATIRILAN REFAH ŞİLEBİ’NDEKİ 167 ŞEHİT, ADALET BEKLEMEYE DEVAM EDİYOR! / günlerden 23 haziran

 

Bir yandan Almanya, Ankara’daki Büyükelçisi Franz von Popen ile bastırmakta, Türkiye ile anlaşmanın yolunu aramaktadır.

Diğer yandan İngiltere, Türkiye’nin derhal Almanya’ya savaş ilan etmesine çalışmaktadır.

İngiltere’den haber gelir bu arada.

Daha önceden Türkiye’nin sipariş ettiği Uluç Reis, Murat Reis, Oruç Reis ve Burak Reis gemilerini teslim edecekler; Almanlarla saldırmazlık Paktı imzalanmaması karşılığında dört denizaltı ve iki filo uçak vereceklerdir.

Bunun üzerine gemi ve uçakları almak için ekip oluşturulur.

O ekibin, “1901 yılında İngiltere’de Sunderland’da yapılmış, sahipleri İstanbullu Musevi iki aile olan Pertev Benjamen ve Adnan Berzilay tarafından 1931 yılında alınıp adı Perseveranze iken Refah yapılan, üç ambarlı” bir şileple yolculuğu gerçekleştirmesine karar verilmiştir.

 

* * *

 

Ankara’da Savunma Bakanlığı Denizcilik Müsteşarı’nın odasında hareketli bir an yaşanmaktaydı. Yarbay Zeki Işın ayakta bekliyor, Müsteşar Amiral Mehmet Ali Ülgen ise pencereden duvar kenarındaki Selvi ağaçlarını izliyordu. İlk konuşan Zeki Bey oldu:

- Sayın Komutanım, kafileyi götürecek gemi olarak Refah şilebi seçilmiş; bu geminin son derece bakımsız ve yetersiz olduğu biliniyor, bizi Akdeniz'de savunmasız yola ç1kartmak, göz göre göre ölüme göndermektir.

Amiral bağırarak konuşur:

- Yarbayım bakanın emri son derece anlaşılır şekilde size ulaşmış olmalı. Benim için yapılacak olan bu emrin ifasından ibarettir.

- Sayın Komutanım; bakan bey denizcilikten, savaş ortamında denizlerdeki koşullardan haberdar olmayabilir. Askeri sevkiyat yapılacak gemiler çok farklıdır; bu şilepte tuvalet bile yok; filikalar ancak gemi personeline yetecek düzeyde, sizin bu durumu bakana iletmeniz gerekir.

- Sen ne hakla böyle hitap ediyorsun asker!

- Sayın Komutanım, Refah bir şilep ve yara savunma bölümleri yok; gemiye bir hücum olursa taş gibi batar. Bizi korumak için karakol gemileri de vermiyormuşsunuz, bu talebin tekrar değerlendirilmesini arz ediyorum.

- Bakanın kesin emrini aldınız ve size de bu emri tekrarlıyorum. Vakit geçirmenin hiçbir anlamı yok.

- Sayın Komutanım, emre uymak bir askerin en kutsal görev anlayışıdır. Fakat bizi Bakan emretti diye böylesine elverişsiz koşullardaki bir şileple sevk etmek, yüzde yüz her türlü tehlikeyi başından kabul etmektir. Bu çok ağır bir vebaldir. Bizi ölüme gönderiyorsunuz.

- Boşuna konuşuyorsunuz, görevden kaçıyorsanız onu bilmem! Ama verilen emri aldınız ve Refah’la hareket edeceksiniz. Derhal

- Mersin'e iltihak etmenizi emrediyorum. Hem de derhal!

(Kaynak: Refah Faciası / Rahmi Akbaş)

 

* * *

 

Gemi Komutanı Yarbay Zeki Işın çaresizdi artık.

Sonu ölümse, ölüm.

Gidecekti ölüme.

Ailesiyle vedalaştı, 23 Haziran 1941 saat 17.30’da gemi Mersin Limanı’ndan hareket edip, ilk durağı Mısır’a doğru yol almaya başladı.

Yaklaşık 40-45 mil yol alındıktan sonra gece 22:30 sıralarında beklenmedik korkunç bir patlama ile önce gemi sarsıldı ve ikiye bölündü.

İki filikadan biri, içinde uyuyanlarla birlikte havaya uçtu.

Telsiz sisteminin bozulması nedeniyle irtibat imkânı kalmadı.

Yolcuların bir kısmı denize atladı, kimi boğuldu, kimi köpek balıklarının saldırısına uğradı.

Kaptan köprüsündeki Gemi Komutanı Yarbay Zeki Işın ise filikaya davet edilmesine karşın, yerinden ayrılmadı.

Ve bilanço…

16 hava subayı, 15 deniz Subayı, 48 deniz Astsubayı, 63 deniz eri ve 25 gemi mürettebatı olmak üzere toplam 167 kişi şehit oldu. Gemi personeli dahil toplam 201 kişiden ancak 34’ü kurtuldu.

Facia içindeki facialar bitmemişti.

Kamuoyu elim olayı, günler sonra, 27 Haziran 1941 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nin “Bir vapurumuz Akdeniz’de batırıldı” manşeti sayesinde duydu!

Kazadan sonra Genelkurmay Başkanlığı’nın 23 Haziran 1941 tarihli isteği üzerine Milli Savunma Bakanlığı tarafından 28 Temmuz 1941 tarihinde soruşturma açıldı.

Durum TBMM’ye intikal etti. Meclis’te “beş kişilik encümen” oluşturuldu ve hazırlanan rapor 2 Şubat 1942’de görüşüldü.

Dönemin Ulaştırma Bakanı Cevdet Kerim İncedayı ve Milli Savunma Bakanı Saffet Arıkan’a yönelik bir tahkikat açılıp açılmaması, karara bağlandı.

Mareşal Fevzi Çakmak’ın iki bakana tepkisi sert oldu:

“Başka ehil adam yokmuş gibi, ayyaşlıkları ile şöhret bulmuş, ne yaptığını bilmez kimselere itibar ile mevki ve yetki verdikçe işte böyle olur. Dünyanın silah diye kıvrandığı bir zamanda pek mükemmel şeklide yapılmış dört denizaltımıza sahip olamayışımız bir yana, her biri başlı başına bir kıymet olan bunca güzide evladımızın boşu boşuna kurban gidişine yanmamak imkânı var mı?”

Olağan şüpheliler İtalya, Fransa ve İngiltere olsa da, Refah şilebini “kimin” torpillediği, gizemini halen koruyor.

Atatürk Araştırma Merkezi’nin 2018 yılı Kasım ayı dergisindeki “İkinci Dünya Savaşı’nda Refah Şilebi Hadisesi ve Sonrası Gelişmeler” başlıklı araştırmanın finalindeki şu değerlendirme dikkat çekiyor:

“Refah hakkındaki soru işaretlerinin ortadan kaldırılması maksadıyla batığa dalış yapılarak gemideki yaranın ve vuran torpido mühimmatı kalıntılarının incelenmesinin yeni araştırmalara ışık tutacağı değerlendirilmektedir.”

İtibar kazanmanın yollarından biri de, karanlığı aydınlığa kavuşturmaktır.

Hatayı, ihmali, yanlışı er ya da geç ortaya çıkarmaktır.

Var mısınız Refah şilebinin batığına dalmaya?

 




 

DİĞER 23 HAZİRAN’LAR

  • 1868 - Amerikalı mucit Christopher Latham Sholes, daktilonun patentini aldı.
  • 1894 - Uluslararası Olimpiyat Komitesi, Paris'te kuruldu.
  • 1902 - Bir İspanyol ismi olan "Mercedes", marka adı olarak tescillendi. İlk Mercedes otomobil, Wilhelm Maybach tarafından tasarlandı.
  • 1939 - Hatay Devleti'ın Türkiye'ye katılmasına ilişkin antlaşma, Ankara'da imzalandı.
  • 1941 - Refah Faciası: Birleşik Krallık'a sipariş edilen denizaltı ve uçak filosunu teslim alacak personeli taşıyan "Refah" şilebi, Mersin'den İskenderiye'ye giderken, bir denizaltı tarafından Mersin açıklarında batırıldı. 168 kişinin öldüğü, 32 kişinin kurtulabildiği olayın ardından, TBMM'de soruşturma başlatıldı.
  • 1982 - Yurt dışına kaçan Banker Kastelli'nin kasasına el konuldu; 70 banker ve banka yöneticisinin yurt dışına çıkışı yasaklandı.
  • 1983 - Doğru Yol Partisi (DYP) kuruldu.

 

23 HAZİRAN’DA DOĞANLAR

  • 1901 - Ahmet Hamdi Tanpınar, Türk yazar (ö. 1962)
  • 1908 - Nadir Nadi Abalıoğlu, Türk gazeteci ve Cumhuriyet gazetesi Başyazarı (ö. 1991)
  • 1972 - Selma Blair, Amerikalı oyuncu
  • 1972 - Zinedine Zidane, Cezayir asıllı Fransız futbolcu

 

23 HAZİRAN’DA ÖLENLER

  • 1565 - Turgut Reis, Türk denizci (d. 1485)
  • 1954 - Salih Omurtak, Türk asker ve Türk Kurtuluş Savaşı komutanlarından (d. 1889)
  • 1996 - Andreas Papandreu, Yunan siyasetçi ve Yunanistan Başbakanı (d. 1919)
  • 2011 - Peter Falk, Amerikalı sinema oyuncusu (d. 1927)
  • 2015 - Cüneyt Arcayürek, Türk gazeteci ve yazar (d. 1928)
  • 2015 - Magali Noël, İzmir doğumlu Fransız sinema oyuncusu ve şarkıcı (d. 1931)

 

 

Yorumlar