AL SANA KARNE… TÜRKİYE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNDE “YEMEN, SOMALİ VE LİBYA’NIN BİLE” GERİSİNDE / günlerden 25 temmuz
116
yıldır 24 Temmuz'da Basın Bayramı'nı kutlayan Türkiye, basın özgürlüğünde
birçok ülkenin gerisinde. Basın özgürlüğünü savunan Fransa merkezli
uluslararası sivil toplum kuruluşu Sınır Tanımayan Gazeteciler'in (RSF) 2024
Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'ne göre Türkiye, 180 ülke arasında 158. sırada.
Türkiye
bu endekste 157. sıradaki Filistin'in haricinde Yemen, Venezuela, Pakistan,
Somali ve Libya gibi ülkelerin de gerisinde. Endeksin ilk sırasında Norveç, son
sırasındaysa Doğu Afrika ülkesi Eritre yer alıyor. Sondan bir üstte, 179.
sırada ise Suriye bulunuyor.
Türkiye,
RSF'nin Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde önceki yıl 165. sıradaydı. Türkiye, 7
sıra ilerleyerek 2024'te 158. sıraya yerleşse de durumun “çok vahim” olduğu
ülkeler kategorisinde yer almaya devam etti. Türkiye, AK Parti'nin iktidara
geldiği yıl olan 2002'de 99. sırada yer alıyordu.
RSF
Türkiye temsilcisi ve Bianet medya özgürlüğü raportörü Erol Önderoğlu,
Türkiye'nin, dünyadaki basın özgürlüğü sıralamasıyla ilgili olarak Aposto'dan
Melisa Gülbaş'a konuştu. Önderoğlu Basın İlan Kurumu, RTÜK veya Basın Kartları
Komisyonu gibi yapıların siyasi yönetimin güdümünde veya bünyesinde faaliyet
göstermesinin Türkiye'de medyanın bir kısmının dışlanmasına ve medya çoğulculuğunun
tehlikeye girmesine neden olduğunu söyledi:
"Kurumlarıyla
çok demokratik görünümlü ülkelerin, kurumsallığı daha mütevazı kimi başka
ülkelerin gerisine yerleşebileceğine tanık oluyoruz. Bu da ülke yönetimlerinin
gazeteci hakları açısından ihlal üretmeyen bir işlerlik geliştirip
geliştirmediklerine bağlıdır.
Medyamızda
bazen aşağılanan kimi Afrika ülkelerinin endekste pek de kötü konumda
olmadıklarına tanık olabiliriz. Bu da medya sisteminin, çok büyük kurumsallaşma
göstermese de uzlaşı temelli bir yönetim altında çok daha sağlıklı varlık
gösterebileceğine işaret ediyor."
Hak ihlalleri
Uluslararası
Basın Enstitüsü'nün (IPI) verilerine göre, Türkiye'de şu an 13 gazeteci
cezaevinde. IPI'ya göre, 2024 yılının başından bu yana ise 219 gazeteciye
yönelik hak ihlali tespit edildi. Bu ihlallerin 95'i "tehdit, hedef
gösterme ve sözlü şiddet" kategorilerinde değerlendirilirken, toplam
ihlallerin %43’ünü oluşturdu.
Son
6 ayda gazetecilere yönelik 85 hak ihlali ise "tutuklama, gözaltı ve
davaları içeren yasal yollarla yapılan şiddet" kategorisinde yer alıyor.
Hak ihlallerinden en az 25’i ise "fiziksel şiddet" olarak tespit
edildi.
Ocak
ayından bu yana 110’dan fazla gazeteci en az 80 duruşmaya çıkarıldı. Bu 80
duruşmanın yalnızca 15’inde gazeteciler hakkında beraat kararı verildi. 16
gazeteciye hapis cezası verilirken, 58 gazetecinin duruşmaları ise ileri bir
tarihe ertelendi ya da hükmün açıklanması geri bırakıldı.
Görülen
davaların %39’unda gazeteciler "terör örgütüne üye olmak" ya da
"terör propagandası" yapmakla suçlanırken, %30’u ise "hakaret ve
iftira" suçlarından yargılandı.
Erişim yasakları, kısıtlamalar ve
cezalar
IPI'ın
derlediği verilere göre, Ocak-Temmuz 2024 döneminde 141 gazete veya haber
sitesi Basın İlan Kurumu tarafından kısıtlamaya maruz kaldı. Toplamda ise bu
kurumlara 505 günlük erişim yasağı getirildi.
Nisan-Haziran
Bağımsız İletişim Ağı Medya Gözlem Raporu'na göre ise üç ayda RTÜK medya
kuruluşlarına toplam 29,2 milyon lira para cezası kesti.
24
Temmuz’a ilişkin meslek örgütlerinden demokratik kitle örgütlerine dek birçok
kuruluş açıklama yayımladı. Basın Konseyi'nden yapılan açıklamada, “24 Temmuz,
gazetecilerin Basın Bayramı değil, basın özgürlüğü için mücadele günüdür”
denildi.
Tarihsel bakış
Osmanlı
Devleti zamanında basılan gazeteler ancak saraya bağlı sansür memurlarının
onayından geçtikten sonra yayımlanabiliyordu. 2. Meşrutiyet'in ilan edildiği 24
Temmuz 1908 günü, İstanbul’da çıkan bir avuç gazete, kendi aralarında
sansürcüleri içeri sokmama ve gazetelerini sansüre yollamadan basma kararı
almışlardı. Bu olay, 24 Temmuz'un “Basın Bayramı” olarak kutlanmasına vesile
oldu.
Sansüre
karşı ilk mücadele olan bu olayın yıldönümü, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin
1948 yılında aldığı kararla "Basın Bayramı" ilan edildi. 1971'de ise
adı "Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü" olarak değiştirildi.
Melisa
Gülbaş / APOSTO
(ÇOK
GERİDE OLDUĞUMUZ BİR KONU OLDUĞU İÇİN, YAZIYI BİR GÜN GERİDEN YAYINLAMAYI UYGUN
BULDUM! F.H.)
DİĞER
25 TEMMUZ’LAR
- 1934 - Avusturya Başbakanı Engelbert Dollfuss, ülkesindeki Naziler tarafından Viyana’da öldürüldü.
- 1943 - Benito Mussolini'nin iktidardan düşürülmesiyle, faşizm İtalya'da yasa dışı ilan edildi.
- 1950 - Bakanlar Kurulu, Kore’ye 4500 kişilik bir askeri birlik göndermeye karar verdi.
- 1951 - Nâzım Hikmet'in Bakanlar Kurulu tarafından Türk vatandaşlığından çıkarılmasına karar verildi.
- 1957 - Bursa’da askeri uçak düştü; 15 ölü, 19 yaralı.
- 1975 - Türkiye İncirlik dışındaki bütün Amerikan üslerine el koydu.
- 1978 - Dünyanın ilk "tüp bebeği" Louise Brown doğdu.
- 1984 - Salyut 7 kozmonotu Svetlana Savitskaya, uzayda yürüyen ilk kadın unvanını aldı.
- 1992 - Kürdistan Demokrat Partisi lideri Mesut Barzani ve Kürdistan Yurtseverler Birliği lideri Celal Talabani’ye, diplomatik Türk pasaportu verildiği açıklandı.
- 2000 - Concorde uçağı Paris’ten kalkıştan kısa bir süre sonra düştü; 100 yolcu ve 9 mürettebattan kurtulan olmadı.
25
TEMMUZ’DA DOĞANLAR
- 1857 - Koca Yusuf, Deliormanlı efsanevi Türk güreşçi (ö. 1898)
- 1902 - Eric Hoffer, Amerikalı yazar (ö. 1983)
- 1905 - Elias Canetti, Bulgar modernist romancı, oyun yazarı ve Nobel Edebiyat Ödülü sahibi (ö. 1994)
- 1910 - Adalet Cimcoz, Türk seslendirme sanatçısı, çevirmen, eleştirmen ve yazar (ö. 1970)
- 1964 - Zeki Demirkubuz, Türk film yönetmeni, senarist, yapımcı ve oyuncu
25
TEMMUZ’DA ÖLENLER
- 2009 - Nezihe Araz, Türk yazar ve gazeteci (d. 1920)
- 2014 - Çolpan İlhan, Türk tiyatro ve sinema oyuncusu (d. 1936)
- 2016 - Halil İnalcık, Türk tarihçi (d. 1916)
- 2023 - Yılmaz Gruda, Türk tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu, şair ve oyun yazarı (d. 1930)
Yorumlar
Yorum Gönder