MAHFİ EĞİLMEZ’LE ÇOK RENKLİ AMA BİR O KADAR DA TEHLİKELİ BİR SÖYLEŞİ / günlerden 14 ağustos

Mahfi Eğilmez X hesabından “Sanayi üretimi düşüyor, işsizlik yükseliyor. Ekonomi stagflasyona gidiyor” diye bir cümle yazdı.

Sonra yazan yazana…

O da sabırla cevap verdi çoğuna.

Örnekse Olcay Yılmaz “Slumpflasyon riskini masada görüyor musunuz değerli hocam? Ekonomi enflasyonu yaşarken küçülebilir mi?” dedi.

Eğilmez yanıtladı:

ME: Evet Olcay Hocam, gidiş o yönde. Yani önce stagflasyon ve ardından slumpflasyon.

 

Sonra devamı geldi…

  • Hocam stagflasyon yaşamadan enflasyonu düşürmek için başka bir yöntem yok mudur?

ME: Maalesef. O dediğiniz hesabı ödemeden lokantan çıkmak gibi bir şey.

  • Bu millet açlıktan geberse de ezanlar susmayacak. İşsizlik açlık bunlar boş. Öbür tarafta 72 huri bekliyor. Katlanacağız.

ME: 😀

  • Hocam faizi artırdılar, sıkılaşmaya devam ediyoruz önce ki yıllarda bunları istiyordunuz şu an problem nedir ki hala bu beladan kurtulamıyoruz?

ME: Eksik söylüyorsunuz. Ben enflasyonu çözebilmek için faizin gerekli olduğunu ama tek başına yeterli olamayacağını söyledim hep ve dedim ki faizin yanında başta hukukun üstünlüğü, demokrasiye dönülmesi ve bilimsel yaklaşımlara dayanılması olmak üzere yapısal reformlar gerekli.

  • Bu gidişle faizleri indirmezse ilkbaharda erken seçim olur gibi, siz ne dersiniz?

ME: Küçülen bir ekonomiyle seçime gitmezler.

  • Enflasyonu düşürmenin bedeli sanırım bu. Zamanında hareket edilmiş olsaydı biz de soft landing türü bir politika ile kapatabilirdik bu işi. Fed oldukça başarılı oldu bu işte, işsizliği yükseltmeden enflasyonu düşürebildiler.

ME: ABD’nin ekonomi dışı sorunları bizim gibi değil. O nedenle bizim durumumuz faizi erken artırmayla çözülemezdi. Biz sürekli risk yaratan bir ülkeyiz. 

  • Hocam bunlar önemli değil. Önemli olan imandır Allah hayırlısını nasip eder.

ME: İşte o kadar.

  • Sevin…

ME: Ben sevinmiyorum tabii ama sen üzülmediğin ve sorgulamadığın sürece bu hep böyle olacak. 

  • Ekonomimizin resesyona girme ihtimalini nasıl değerlendiriyorsunuz? Üretimdeki daralma, geniş işsizlik oranının %30'ları bulması ve mevcut ekonomi politikası birlikte değerlendirildiğinde kısa bir stagflasyon sürecinden sonra sorun resesyona doğru ilerler mi?

ME: Eğer hemen yapısal reformlara başlamazsak kaçınılmaz olarak oraya gideriz.

  • Seneye ne oluruz en çok bunu merak ediyorum. Seneye bu zamanlar yani.

ME: Seneye bu zamanlar uzun vade bizim için.

  • Stagflasyon dönemine girilirse, durgunluğun içinde enflasyonu besleyenin ne olması beklenir?

ME: Enflasyon direnci. Beklentilerin olumsuzluğuna bağlı.

  • Çiftçinin ürünlerini satamaması da stagflasyonun etkisi mi?

ME: Evet. Hem ekonomik aktivite düşüyor hem de enflasyon var.

  • Stagflasyonda olduğumuz için mi arz düşüp işsizlik artıyor yoksa arz düşüp işsizlik arttığı için mi stagflasyon oluşuyor?

ME: İşsizlik artışı ve sanayi üretimi düşüşü büyümenin düştüğünü gösteriyor. Enflasyon düşüyor olsa da hala çok yüksek. Büyüme sıfır civarına düşerse “durgunluk + enflasyon = Stagflasyon” olacak demektir.

  • Hocam bu tür tespitler sonunda terimleri de açıklamak gerekir sanki bazıları için. Neden olur nasıl sonuçlanır diye teşekkür ederim. Sizin kendime yazıları takip ediyorum. Hala talebe olduğumuzu hatırlatmak için önemli. Saygılar.

ME: 🙏 Hepimiz her zaman talebeyiz.

 

Enflasyon herkesin malumu.

Ya stagflasyon ve resesyon?

Biraz kulak dolgunluğumuz var gibi…

Ya slumpflasyon?

(Yazarken 40 kere baktım, yanlış yapmamak için!)

 

Adı geçen terimler kısaca şudur:

  • Stagflasyon, stagnasyon ile enflasyonun aynı anda görüldüğü durumdur. Bu durumda ekonomideki işsizlik oranı artarken fiyatlar da hızla yükselmektedir. 1970 yılında İngilizcede stagnation ile inflation kelimelerinin birleşmesinden türetilmiştir.
  • Resesyon ya da durgunluk, ekonomik faaliyetlerde genel bir düşüş olduğunda ortaya çıkan bir iş döngüsü daralmasıdır. Durgunluklar genellikle harcamalarda yaygın bir düşüş olduğunda ortaya çıkar.
  • Slumpflasyon (enflasyon içinde küçülme) bir ülkede yüksek enflasyon olgusuyla birlikte ekonomik küçülme de yaşanması halini anlatan bir kriz durumudur.

 

Hepsini toparlasam, şöyle bir manzara var karşımızda:

Biri diğerinden beter dev dalgalar geliyor üzerimize.

Binmişiz bir alâmete, gidiyoruz kıyamete!

 

 

DİĞER 14 AĞUSTOS’LAR

  • 1893 - Dünyada ilk kez Fransa'da, otomobillere plaka takıldı.
  • 1908 - Birleşik Krallık'ın Folkestone kentinde, dünyada ilk kez Uluslararası Güzellik Yarışması düzenlendi.
  • 1945 - II. Dünya Savaşı sonunda Japonya, kayıtsız şartsız teslim oldu. İmparator Hirohito, ülkesinin teslim olduğunu açıkladı.
  • 1947 - Birleşik Krallık, Hindistan'a bağımsızlık verdi. Tüm Hindistan Müslüman Birliği Lideri Muhammed Ali Cinnah ile Kongre Partisi Lideri Cevahirlal Nehru'nun Hindistan'ın paylaşımına ilişkin İngiliz planını kabul etmesinin ardından ülke ikiye ayrıldı ve bağımsız Pakistan Devleti kuruldu.
  • 2001 - Adalet ve Kalkınma Partisi, Recep Tayyip Erdoğan tarafından kuruldu.
  • 2006 - Hizbullah-İsrail savaşı imzalanan ateşkesle sona erdi.

 

14 AĞUSTOS’TA DOĞANLAR

  • 1902 - Mualla Sürer, Türk tiyatro ve sinema sanatçısı (ö. 1976)
  • 1945 - Steve Martin, Amerikalı komedyen, yazar, yapımcı ve aktör
  • 1947 - Danielle Steel, Amerikalı yazar
  • 1959 - Magic Johnson, Amerikalı basketbol oyuncusu

 

14 AĞUSTOS’TA ÖLENLER

  • 1955 - Ahmet Reşit Rey, Türk şair, yazar, devlet adamı ve siyasetçi (d. 1870)
  • 1988 - Enzo Ferrari, İtalyan otomobil üreticisi (d. 1898)
  • 1989 - Bergen, Türk arabesk-fantezi şarkıcısı (d. 1958)
  • 1994 - Elias Canetti, Yahudi asıllı Avusturyalı-Alman yazar ve Nobel Edebiyat Ödülü sahibi (d. 1905)

Yorumlar